8 Haziran 2011 Çarşamba

Said Nursi: Arapça dışındaki ezan şarkıdır!


Bediüzzaman'ı ilk ziyaretim 1952'de Akşehir Palas Otelinde olmuştur. Yedeksubaylığını yapan bir ziraat mühendisi de beraberimdeydi.

Üstad bana mesleğimi sordu, müezzinlik yaptığımı söyledim. Üstad bir anda kaşlarını çattı:
"O şarkıyı siz de söylediniz mi?"
Üstadın ne demek istediğini anlayamamıştım. Anlayamadığımı ifade edince,
Üstad bu defa:
"Minarelerde söylenen o şarkıyı..." dedi.

Türkçe ezanı kasdettiğini anlamıştım. Çok utandım ve sıkıldım, mahcup ve suçlu bir halde:
"Evet... Malesef!" diyerek cevap verdim
.
Üstad devamla:
"Ben bu hususu Hamdi Efendiye de (Akseki) bildirdim. Ezanı bu şekle çeviren, bir ilândan ibaret zannediyorlar.
Halbuki böyle değildir.

Ezan-ı Muhammedî bir ilânat değildir. O divaneler bilmiyorlar. Şayet öyle olsaydı, her millet kendi lisanına  göre 'namaza gelin' diye çağırırdı.

Halbuki bu ezan asr-ı saadetten beri  öyle devam ediyor.

(ezan) Bu ilâ-yı kelimetullahtır.

(ezan) İmanın esasını günde beş defa dünyaya ilân etmektedir.

(ezan) İslâmin şeâiridir.

Bu şeâir
(ezan), farzlar kadar  ehemmiyetlidir" dedi.

(Son Şahitler)Son Şahitler'den Hafız Enver Ceylan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder