13 Haziran 2011 Pazartesi

"Bana, 'Sen şuna buna niçin sataştın?' diyorlar.

Beni skolastik bataklığı içinde saplanmış(orta çağ fikir bağnazlığı) bir medrese hocası zannediyorlar. 


"Risâle-i Nur'u anlamıyorlar, yahut anlamak istemiyorlar. 
Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hâzır fen ve felsefesiyle meşgul oldum. 
Bu hususta en derin meseleleri hallettim. 
Hattâ bu hususta da bâzı eserler telif eyledim. 
Fakat, ben öyle mantık oyunları bilmiyorum, felsefe düzenbazlıklarına da kulak vermem. 
Ben, cemiyetin iç hayatını, mânevî varlığını, vicdan ve îmânını terennüm ediyorum, yalnız Kur'ân'ın tesis ettiği Tevhid ve îman esâsı üzerinde işliyorum ki; İslâm cemiyetinin ana direği budur. Bu sarsıldığı gün, cemiyet yoktur. 

"Bana, 'Sen şuna buna niçin sataştın?' diyorlar. 

Farkında değilim. 
Karşımda müthiş bir yangın var. 
Alevleri göklere yükseliyor. 
Içinde evlâdım yanıyor, 
îmânım tutuşmuş yanıyor. 
O yangını söndürmeye, îmânımı kurtarmaya koşuyorum. 
Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? 
O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? 
Dar düşünceler, dar görüşler!.. 


Bediüzzaman Said Nursi

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder