15 Eylül 2007 Cumartesi

hayırlı ramazanlar

Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh rivayet ediyor: "Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:"Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur."(İbni Mâce, Sıyam: 44)---

Zekât sadece maldan verilmez. Allah´ın ihsan ettiği her nimetin kendine göre bir zekâtı vardır.

İlmin zekâtı bildiğini başkalarına öğretmek,

ömrün zekâtı namaz kılmak,

malın zekâtı hakkını vermek,

bedenin zekâtı da oruç tutmaktır.

Oruç tutan insan, vücudunun da, sahip olduğu nimetlerin de kendi malı olmadığını, istediği zaman yiyip içemeyeceğini anlar.

Oruçla onların kendisinde emanet bulunduğunu, hakiki mal sahibinin kim olduğunu idrak eder. Onun emri olmadan yiyemez, içemez.Böylece, gerçek nimet sahibi olan Mün´im-i Hakikiye, Hakiki Nimet Veren Rabbine teşekkür eder.
Nimetlerin doğrudan doğruya Ondan geldiğini bilir.

Vücut nimetine karşı teşekkürünü, onun zekâtı olan oruçla yapmaya çalışır.

Zaten zekât bir çeşit şükürdür. Oruç ise, "halis, hakiki, büyük ve umumi bir şükrün anahtarı" hükmündedir.

Oruç sayesinde mü´min, gözle görülür şekilde kendisine verilen nimetlerin kıymetini düşünme fırsatı bulur.

Zekâtın bir manası da temizliktir.

Maldan verilen zekât onun temizlenmesine, çoğalmasına, bereketlenmesine sebep olduğu gibi, oruç da bedenin maddî ve manevî temizlenmesine, sağlık ve bereketin artmasına sebeptir.

Zekât veren insan malını kir ve günah pisliklerinden temizlediği gibi, oruç tutan da vücudunu günahlardan öyle temizlemiş sayılır. Ter temiz bir vücut ve ruha sahip olur

-------------------

bakii dualarınızla............

2 Eylül 2007 Pazar

ÇOK ACİL İHTİYAÇ İÇİN

(  Bir Kardeşimizin Bize Gönderdiği e-maili Dua Niyetine Yayınlıyoruz - Lütfen İhtiyaçlar İçindeki Bu Zat, Bu Duayı Okuyup Kendi Dualarımıza-da Katabilirsek Umulur-ki Bir Nebze Rahatlamasına Vesile Olmuş Oluruz )
ÇOK ACİL İHTİYAÇ İÇİN : 
BERÂY-I MALÛMAT :
15 Yılı Aşkın Bir Suredir Kendime Göre İhtiyaçlı Bir Durumdayım,
4 Yıldır Yatağa Bağımlı Ve Bakıma Muhtaç Haldeyim,

Kesinlikle Bir Şikayet Veya Bir İsyan değil bu.. Sevdiğim o Güzeller güzeli Mevlama Yakarışımdır.

İhtiyaçlar Dua zamanının Geldiğini Gösterir.. Ancak demek  yalnız benim dualarım Yetmiyor, Külli Bir duaya İhtiyaç Var.. umulur ki Dualarıma Sizlerde Kuvvet Verirseniz inşallah kabule layık olur..

Verdiğim rahatsızlıktan dolayı hakkınızı helal edin…
Selam hürmet ve dualarımla…

Sana Büyük İsimlerin Hatırına Yalvarıyorum

Yar Rabbim Benim ve bu Dayı Okuyanların, Tüm Müslümanların Dertlerine Deva İhsan Et, Yarabbi Sana Rahim Ve Razık İsimlerin Hürmetine Yalvarıyorum,
 
İşlerim Sarpa Sardı, Ailevi-İş İcabı Çevreye Ve Devlete Olan Borçların Altından Artık Kalkamıyorum,
Allah’ım Senden Yardımını İstiyorum,   Medet Et Bize...

-Ey Hataları Mağfiret Eden -  Belaları Kaldıran -  Ümitler Kendisinde Son Bulan - İhsanı Bol Veren - Hediyeleri Geniş Olan -  Mahlûkata Rızık Veren

Ya Rabbi, Sana Rahim Ve Şafi İsimlerin Hürmetine Yalvarıyorum, Kendimin ve Evlatlarımı Hastalıklarına Sebep Tahtında Dahi Tedavisine Bakamıyorum
-Allah’ım Senden Yardımını İstiyorum,  Medet Et Bize...


-Ey Ölümlere Karar Veren -  Şikâyetleri İşiten – İhtiyaç Sahiplerine Askerlerini Gönderen -  Esirleri Salıveren -  Hamd Ve Sena Sahibi -  Şeref Ve Yücelik Sahibi -  Fahr Ve Behâa Sahibi -  Ahd Ve Vefa Sahibi -  Af Ve Rıza Sahibi

Ya Rabbi, Sana Rahim Ve Rahman İsimlerin Hürmetine Yalvarıyorum, Artık Deneyerek Yanılarak Yapabilecek İşler Var-mı Bilemiyorum Ama Sen Bana Ve Tüm Müminlere Hayırlı Ve Bereketli, Bol Kazançlı Ve Devamlı İşler İkram Et,  
-Allah’ım Senden Yardımını İstiyorum, Medet Et Bize...


-Ey İyilik Ve Bağış Sahibi - Kesin Söz Ve Hüküm Sahibi - İzzet Ve Sonsuzluk Sahibi -  Cömertlik Ve Nimetler Sahibi - Karşılıksız İyilik Ve Nimetler Sahibi

Ya Rabbi, Sana Rahim Ve Settar İsimlerin Hürmetine Yalvarıyorum, Sen Setretmeyi Seversin, Sıkıntılarım Ailevi Ve Diğer Problemlerim İfşa Olmak Üzere, Sana Sığınıyorum Sen Setreyle-meyi seversin Beni-de Setreyle
- Allah’ım Senden Yardımını İstiyorum,  Medet Et Bize...

-Ey Azametine Her şeyin Boyun Eğdiği -  Kudretine Her Şeyin Teslim Olduğu -  İzzetine Karşı Her Şeyin Zelil Olduğu -  Heybetine Her Şeyin İtaat Ettiği -  Saltanatına Karşı Her Şeyin İnkiyad Ettiği

Ya Rabbi, Sana Rahim Ve Settar İsimlerin Hürmetine Yalvarıyorum, Artık Evlatlarıma Faydalı Olamamaya Başladım, Sen Hay İsmin Hürmetine Beni Ve Tüm Müminleri Bu Acziyet’ten Kurtar-Muhafaza Et. Ya Rabbi Sen Bize Sahip Ol
-Allah’ım Senden Yardımını İstiyorum,  Medet Et Bize...

-Ey Korkusundan Her Şeyin Kendisine Boyun Eğdiği, Dağların Yarıldığı Ve Parçalandığı, Emriyle Göklerin Ayakta Durduğu, İzniyle Yerin Karar Kıldığı -  Memleketinin Ahalisine Zulmetmeyen Yüce Rahmet Sahibi..

Artık Sen Medet Et Bize...-Senden Başkası Bana Yardım Edemez, Allah’ım En-Yakın Zamanda Bana Ve Tüm Müminlere Yardımını Gönder.
-Allah’ım Senden Yardımını İstiyorum,  Medet Et Bize...

Ya Rabbi Belki-de Artık Toplumda Yerim Kalmadı Bilmiyorum, Bari Senin Dergahında Yer Bahş-Eyle Bana, Biliyorum Layık Değilim Bu Tevecuhe, Ancak Bana Liyakat Verecek-de Sensin.
-Allah’ım Senden Yardımını İstiyorum,  Medet Et Bize...

"Ey bu yerlerin hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehalet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızanı istiyorum ve seni arıyorum."

Ey Müminler, Sizde Layık Görür ve İsterseniz, Lütfen, Allah Rızası İçin, Dualarınızda Bana-da Yer Ayırırın, Aklınıza Her Geldiğinde Dualarınızda Olmak Ricalarımı Belirtmek İstedim....

Allah Sizden-Bizden-Hepimizden Razı Olsun…

Âmin.. Âmin.. Âmin… Ya-Rabbi Âmin…

26 Ağustos 2007 Pazar

kandil duası

Bu gelen gece olan Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsi cekirdek hukmunde ve mukadderat-i beseriyenin programı nevinden olmasi cihetiyle, Leyle-i Kadrin kudsiyetindedir.

Herbir hasenenin Leyle-i Kadirde otuz binolduğu gibi, bu Leyle-i Beratta herbir amel-i salihin ve herbir harf-iKuranın sevabi yirmi bine cikar. Sair vakitte on ise, suhur-u selasede yuze ve bine cikar.

Ve bu kudsi leyali-i meshurede on binler, yirmi bin veya otuz binlere cikar. Bu geceler elli senelik bir ibadet hukmune gecebilir.Onun icin, elden geldiği kadar Kurânla ve istigfar ve salavatla mesgul olmak buyuk bir kardır. (Şualar, sf. 433)

Bediuzzamanın tabiriyle Levye-i Kadir kudsiyetinde olan ve elli senelik ibadet sevabi kazandirabilen Berat kandilinizi tebrik eder, tum insanlik alemiicin hayirlara vesile olmasini Yuce Allahtan niyaz ederiz

Ahiret ticareti için çok karlı bir pazar (1 e 20.000) olan leyle-i beraatınızı (berat gecesini) tebrik ediyor sizin, ailenizin ve alem-i İslamın gerçek beratına vesile olmasını Erhamü'Rahiminden niyaz ediyorum.

--------------------------------------


bu kandilde okuyabilme umidi ile cevşen-i kebirin türkce anlamını okuyabiliriz

--------------------------------------

Bsmillahirrahmanirrahim

1-Allah’ım Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum.
1-Ey her şeyin Gerçek Mâbudu olan Allah2-Ey dünyada dost ve düşman ayırt etmeden bütün mahlukatını rızıklandıran Rahman3-Ey âhirette sadece dostlarına rahmet edecek olan Rahim4-Ey herseyi hakkıyla bilen Alîm5-Ey yarattıklarına son derece yumuşak muamele eden Halîm6-Ey sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi olan Azîm7-Ey herşeyi yerli yerinde yapan Hakîm8-Ey varlığının başlangıcı olmayan Kadîm9-Ey herşeyi ayakta tutan Mukîm10-Ey iyilik ve ikrami bol olan Kerîm Sen bütün kusur ve noksansıfatlardan münezzehsin, Senden baska İlah yok ki bize imdat etsin.Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar.





2- 1-Ey efendilerin efendisi2-Ey dualara cevap veren 3-Ey iyiliklerin sahibi4-Ey dereceleri yükselten5-Ey bereketleri büyük olan6-Ey hataları bağışlayan7-Ey belaları def eden8-Ey sesleri işiten9-Ey dilekleri veren10-Ey sır ve gizlilikleri bilen




3- 1-Ey Bağışlayanların en hayırlısı2-Ey yardım edenlerin en hayırlısı3-Ey hükmedenlerin en hayırlısı4-Ey herşeyi hikmetle açanların en hayırlısı5-Ey kendisini zikredenlerin en hayırlısı6-Ey varislerin en hayırlısı7-Ey övenlerin en hayırlısı8-Ey rızk verenlerin en hayırlısı9-Ey müşkil meseleleri hal ve fasl edenlerin en hayırlısı10-Ey ihsan edenlerin en hayırlısı




4- 1-Ey izzet ve güzelligin gerçek sahibi2-Ey saltanat ve celalin gerçek sahibi3-Ey kudret ve kemalin gerçek sahibi4-Ey büyük ve yüce olan5-Ey kudret ve azabı şiddetli olan6-Ey ikâbi siddetli olan7-Ey hesabı süratli gören8-Ey katında güzel ve mükafatı bulunan9-Ey katında Ümmü’l-Kitap bulunan10-Ey yüklü bulutları yoktan var eden




5-1-Ey sonsuz merhamet sahibi olan Hannân2-Ey hakiki iyilik ve ihsan sahibi Mennân3-Ey kullarının hiçbir amelini zayi etmeden karşılığı veren Deyyân4-Ey bağışlaması bol olan Gufran5-Ey kullarına yol gösteren Burhân6-Ey gerçek saltanat sahibi Sultân7-Ey bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzeh olan Sübhân8-Ey kendisinden yardım istenen Müsteân9-Ey nîmet ve beyan sahibi10-Ey emnü eman sahibi




6- 1-Ey azametine herşeyin boyun egdiği2-Ey kudretine her şeyin teslim olduğu3-Ey izzetine karşı her seyin zelîl olduğu4-Ey heybetine her seyin itaat ettigi5-Ey Saltanatına karşı her şeyin inkiyad ettigi6-Ey korkusundan her şeyin kendisine boyun egdiği7-Ey korkusundan dağların yarıldığı ve parçalandığı8-Ey emriyle göklerin ayakta durduğu9-Ey izniyle yerin karar kıldığı10-Ey memleketinin ahalisine zulmetmeyen




7- 1-Ey hataları mağfiret eden2-Ey belalari kaldıran3-Ey ümitler Kendisinde son bulan4-Ey ihsani bol veren5-Ey hediyeleri geniş olan6-Ey mahlukata rızk veren7-Ey ölümlere karar veren8-Ey şikayetleri işiten9-Ey askerleri gönderen10-Ey esirleri salıveren
8- 1-Ey hamd ve senâ sahibi2-Ey şeref ve yücelik sahibi3-Ey fahr ve bahâa sahibi4-Ey ahd ve vefâ sahibi5-Ey af ve rızâ sahibi6-Ey iyilik ve bağış sahibi7-Ey kesin söz ve hüküm sahibi8-Ey izzet ve sonsuzluk sahibi9-Ey cömertlik ve nimetler sahibi10-Ey karşılıksız iyilik ve nimetler sahibi




9- 1-Ey olmamasını istedigi meydana gelmesine engel olan Mânî2-Ey zararlı şeyleri ve manileri defeden Dâfi3-Ey faydalı şeyleri yapan Nafî4-Ey bütün sesleri işiten Sem’î5-Ey dilediklerinin mertebesini yükselten Rafî6-Ey herşeyi san’atla yapan Sânî7-Ey kullarına şefaat eden Safî8-Ey istediğini istediği şekilde toplayan Camî9-Ey ilim ve ihsanı herşeyi içine alan Vasî10-Ey istediği şeyi istedigi şekilde genişletip bollastıran Mûsî




10- 1-Ey bütün sanatlarin sanatkârı2-Ey bütün mahsulatların yaratıcısı3-Ey bütün rızıklananların rızık vericisi4-Ey bütün sahip olunanların sahibi5-Ey bütün sıkıntıya düşenlerin ferahlatıcısı6-Ey bütün üzüntüye düşenlerin sevindiricisi7-Ey bütün merhamet olunanların merhamet edicisi8-Ey bütün yardımcısız kalanların yardımcısı9-Ey bütün ayıplıların ayıbını örten10-Ey bütün zulme uğrayanların sığınagı




11- 1-Ey sıkıntım anında hazırlığım2-Ey musibetim anında ümidim3-Ey yalnızlığım anında arkadaşım4-Ey gurbetliğimde dostum5-Ey nimetlendiğim anda sahibim,6-Ey kederim anında ferahlatıcım7-Ey ihtiyacım anında yardımıma koıan,8-Ey zor durumumda sığınagım,9-Ey korkum anında yardımcım,10-Ey şaşkınlığım anında yol göstericim,




12- 1-Ey gayblari bilen,2-Ey günahlari bağışlayan,3-Ey ayıblari örten,4-Ey sıkıntıları kaldıran,5-Ey kalpleri değiştiren,6-Ey kalpleri süsleyen,7-Ey kalpleri nurlandıran,8-Ey kalplerin tabibi,9-Ey kalplerin sevgilisi,10-Ey kalplerin dostu,




13- 1-Ey yücelik ve ululuk sahibi Celil2-Ey gerçek güzellik sahibi Cemil,3-Ey kendine güvenen kullarının işini en iyi yoluna koyan Vekil,4-Ey kullarının takatını aşan işlerini üzerine alan kefil,5-Ey kullarına yol gösteren delil,6-Ey kullarının hata ve yanlışlarını bağışlayan Mukil,7-Ey her şeyden haberdar olan Habir,8-Ey lütuf u keremi bol olan latif,9-Ey sonsuz izzet sahibi Aziz,10-Ey bütün mevcudatın gerçek sahibi ve hükümdarı olan Melik,




14- 1-Ey şaşkınlarin yol göstericisi,2-Ey yardım isteyenlerin yardımcısı,3-Ey medet isteyenlerin imdat edicisi,4-Ey korunmak isteyenlerin koruyucusu,5-Ey asilerin sığınagı,6-Ey günahkarların bağışlayıcısı,7-Ey korkanlara emniyet veren,8-Ey miskinlere merhamet eden,9-Ey yalnızlık duyanların dostu,10-Ey darda kalanların dualarina cevap veren,




15- 1-Ey cömertlik ve ihsan sahibi,2-Ey fazl ve iyilik sahibi,3-Ey emniyet ve eman sahibi,4-Ey kudsiyet ve kemalat sahibi5-Ey hikmet ve beyan sahibi6-Ey rahmet ve rıdvan sahibi,7-Ey kesin delil ve bürhan sahibi,8-Ey azamet ve saltanat sahibi,9-Ey af ve mağfiret sahibi,10-Ey kendisinden yardim istenen şefkat sahibi,




16- 1-Ey her şeyin Rabbi,2-Ey her şeyin ilahı,3-Ey her şeyin yaratıcısı,4-Ey her şeyin üzerinde olan,5-Ey her şeyden önce olan,6-Ey her şeyden sonra olan7-Ey her şeyi bilen,8-Ey her şeye gücü yeten9-Ey her şeyin Sanii10-Ey her şey fenâ bulup, Kendisi bâkî kalan




17- 1-Ey kalplerde iman nurunu yakan ve kullarına huzur ve güven veren mümin2-Ey bütün varlıkları ilim ve kontrolü altında tutan Müheymin,3-Ey bütün mahlukatı yoktan meydana getiren Mükevvin,4-Ey bütün yaratıklarına dünyadaki vazifelerini ögretip telkin eden Mülakkin,5-Ey kulları için açıklanması gereken her şeyi beyan eden Mübeyyin,6-Ey musibetleri hafifleten ve zorluklari kolaylaştıran Mühevvin,7-Ey her seyi münasip şekilde süsleyen Müzeyyin,8-Ey diledigini yücelten ve kullarına büyüklügünü gösteren Muazzim,9-Ey muhtaçlarin yardımına koşan Mavvin,10-Ey her şeyi çesit çesit renklerle bezeyen Melevvin,



18- 1-Ey mülkünde daim olan,2-Ey celalinde azim olan,3-Ey saltanatında kadim olan,4-Ey kullarına rahmet eden,5-Ey her şeyi bilen,6-Ey emirlerine uymayana halim olan,7-Ey kendisine ümit bağlayana kerim olan,8-Ey ölçülerinde hikmetli olan,9-Ey hükmünde lütuf sahibi olan,10-Ey lütfunda kadir olan



19- 1-Ey fazlından başka bir şey ümit edilmeyen,2-Ey fazlından başka bir şey ümit edilmeyen,3-Ey adaletinden başka bir şeyden korkulmayan,4-Ey affından başka bir şey istenmeyen,5-Ey mülkünden başkası devam etmeyen,6-Ey saltanatından başka saltanat bulunmayan,7-Ey bürhanlarından başka bürhan bulunmayan,8-Ey rahmeti her şeyi kuşatmış olan,9-Ey rahmeti gazabını geçmiş olan,10-Ey ilmiyle her şeyi kuşatmış olan,



20- 1-Ey tasayı kaldıran,2-Ey gamı gideren,3-Ey günahı affeden,4-Ey tevbeyi kabul eden,5-Eyp yaratılmışların yaratıcısı,6-Ey vaadinde sadık olan,7-Ey yavrulara rızık veren,8-Ey sözünü yerine getiren,9-Ey gizliyi bilen,10-Ey tohumu yarıp sümbüllendiren,



21- 1-Ey her şeyiyle yüce olan Åli,2-Ey sözünde vefalı olan ve vaadinden dönmeyen Vefî,3-Ey Müminlerin dostu olan Veli,4-Ey gerçek zenginlik sahibi ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Gani,5-Ey sonsuz servet ve tükenmez hazineler sahibi Meli,6-Ey her cihetten temiz ve pak olan Zeki,7-Ey kendisine kulluk edenlerden hosnut olan Razi,8-Ey eser ve ihsanlarıyla varlığı apaçık görünen Bedi,9-Ey siddet-i zuhurundan gizlenen Hafi,10-Ey güç ve kuvveti sonsuz olan Kavi,



22- 1-Ey güzeli açıga çıkaran,2-Ey çirkinin üzerini örten,3-Ey suç sebebiyle hemen


azarlamayan,4-Ey ayıpların üzerindeki perdeyi yırtmayan,5-Ey affı büyük olan,6-Ey günahkarları cezalandırmaktan vazgeçmesi güzel olan,7-Ey mağfireti geniş olan,8-Ey rahmeti bol veren,9-Ey bütün sessiz yalvarışların sahibi,10-Ey bütün şikayetler kendisinde son bulan,



23- 1-Ey bol nimet sahibi,2-Ey geniş rahmet sahibi,3-Ey tam hikmet sahibi,4-Ey kamil kudret sahibi,5-Ey kesin hüccet sahibi,6-Ey açık ikram sahibi,7-Ey yüce sıfat sahibi,8-Ey daim izzet sahibi,9-Ey metin kuvvet sahibi,10-Ey geçmiş minnet sahibi,



24- 1-Ey hükmedenlerin en hükmedicisi,2-Ey adillerin en adaletlisi,3-Ey doğruların en doğrusu,4-Ey varlığı açık olanların en açıgı,5-Ey temiz olanların en temizi,6-Ey yaratıcılık mertebelerinin en güzelinde olan,7-Ey hesaba çekenlerin en süratlisi,8-Ey işitenlerin en iyi işiticisi,9-Ey ikram edenlerin en iyi ikram edicisi,10-Ey merhamet edenlerin en merhametlisi,



25- 1 Ey semaları yoktan yaratan,2-Ey karanlıkları meydana getiren,3-Ey gizlilikleri bilen,4-Ey için için üzülenlere acıyan,5-Ey utanılacak şeyleri örten,6-Ey belaları defeden,7-Ey ölüleri dirilten,8-Ey sevapları kat kat yazan,9-Ey bereketleri indiren,10-Ey cezaları şiddetli olan,



26- 1-Ey her varlığa münasip şekil giydiren Musavvir,2-Ey her şeyin plan ve programını ölçülü yapan Mukaddir,3-Ey her şeyi maddi ve manevi kirlerden temizleyen Mutahhir,4-Ey nuruyla her şeyi nurlandıran Münevvir,5-Ey dilediğini öne geçiren Mukaddim,6-Ey istediğini arkaya bırakan Muahhir,7-Ey hayirli isleri kolaylaştıran Müyessir,8-Ey kullarını azabıyla korkutan Münzir,9-Ey kullarını Cennet ve diğer mükafatlarla müjdeleyen Mübessir,10-Ey bütün kainati tam bir nizam içinde idare eden Müdebbir,



27- 1-Ey Beyt’l-Haramin Rabbi,2-Ey haram ayların sahibi,3-Ey Mescidü’l Haramın Rabbi,4-Ey haram belde olan Mekke’nin Rabbi,5-Ey Rükn-u Hacerü’l-Esved ve Makam-ı İbrahim’in Rabbi,6-Ey Mes’arü’l Haramın Rabbi,7-Ey helal ve haramın Rabbi,8-Ey nur ve karanlığın Rabbi,9-Ey tahiyyat ve selamın Rabbi,10-Ey celal ve ikramin Rabbi,



28- 1-Ey desteği olmayanların desteği,2-Ey dayanağı olmayanların dayanağı,3-Ey övünülecek bir şeyi olmayanların övüncü,4-Ey imdat'a koşacak kimsesi olmayanların imdadı,5-Ey korunacak yeri olmayanların koruyucusu,6-Ey iftihar edecek kimsesi olmayanların iftihari,7-Ey izzeti olmayanların izzeti,8-Ey yardımcısı olmayanların yardımcısı,9-Ey dostu olmayanların dostu,10-Ey zenginliği olmayanların zenginliği,



29- 1-Ey varlığında başkasına muhtaç olmayan Kaim,2-Ey varlığının sonu olmayan Daim,3-Ey mahlukatına merhamet eden Rahim,4-Ey mevcudatına hükmeden Hakim,5-Ey her şeyi bilen Alim,6-Ey yarattıklarını koruyan Asim,7-Ey her şeyi adaletle taksim eden Kasım,8-Ey ayıp ve kusur kendisine ariz olmayan Salim,9-Ey istediğinin maddi ve manevi rızkını daraltan Kabid,10-Ey istediğinin maddi ve manevi rızkını genişleten Basit,



30- 1-Ey kendisine sığınmak isteyenleri koruyan,2-Ey kendisinden merhamet isteyenlere merhamet eden,3-Ey kendisinden yardım isteyenlere yardım eden,4-Ey korunmak isteyenleri muhafaza eden,5-Ey kendisinden ikram isteyenlere ikram eden,6-Ey kendisinden irşad edilmeyi isteyenleri irşad eden,7-Ey kendisinden inayet isteyenlere inayet eden,8-Ey kendisinden imdat isteyenlere imdat eden,9-Ey feryat edenlerin feryadına koşan,10-Ey kendisinden mağfiret isteyenleri bağışlayan,
31- 1- Ey affı bol olan2-Ey iyiliği büyük olan,3-Ey hayıi çok olan4-Ey fazlı kadim olan,5-Ey sanatı güzel olan,6-Ey lütfu daim olan,7-Ey sıkıntıyı gideren,8-Ey zararı kaldıran9-Ey mülkün sahibi,10-Ey hak ile hükmeden,
32- 1-Ey mağlup edilmeyen Aziz,2-Ey kendisinden uzaklaşılmayan Latif,3-Ey uyumayan gözetleyici,4-Ey yok olmayan Mevcud,5-Ey ölmeyen Hayy,6-Ey yok olmayan Melik,7-Ey fena bulmayan Baki,8-Ey cehalet ariz olmayan Alim,9-Ey taama muhtaç olmayan Samed,10-Ey zaafa uğratılmayan Kavi,
33- 1-Ey isimlerinde, sıfatlarında ve fiillerinde ortağı olmayan Vahid,2-Ey istedigini bulan Vacid,3-Ey her yerde hazir ve nazir olan Sahid,4-Ey sonsuz şan ve yücelik sahibi Macid,5-Ey bütün işlerini ezeli hikmetine göre neticeye ulaştıran Rasid,6-Ey peygamberler gönderen ve ölüleri dirilten Bais,7-Ey bütün mülk ve servetlerin hakiki sahibi Varis,8-Ey hikmeti gereği elem ve zarar verici şeyleri yaratan Darr,9-Ey hayır ve menfaatli şeyleri yaratan Nafi,10-Ey kullarına hidayet veren Hadi,
34- 1-Ey bütün azimlerden daha Azim,2-Ey bütün cömertlerden daha Kerim,3-Ey bütün merhametlilerden daha Rahim,4-Ey bütün hikmet sahiplerinden daha Hakim,5-Ey bütün alimlerden daha Alim,6-Ey bütün izzet sahiplerinden daha Aziz,7-Ey bütün büyüklerden daha büyük,8-Ey bütün yücelerden daha Celil,9-Ey bütün izzet sahiplerinden daha Aziz,10-Ey bütün lütuf sahiplerinden daha Latif,
35- 1-Ey ahdinde vefalı,2-Ey vefasında kuvvetli,3-Ey kuvvetinde yüce,4-Ey yüceliğinde yakın,5-Ey yakınlığında latif,6-Ey lütfunda şerif,7-Ey şerefinde aziz,8-Ey izzetinde azim,9-Ey azametinde mecid,10-Ey yüceliginde Hamid,
36- 1-Ey her şeyin kendisine boyun egdiği,2-Ey her şey kendisi için var olan,3-Ey her şey kendisi için mevcut olan,4-Ey her şeyin kendisine döndüğü,5-Ey her şeyin kendisinden korktuğu,6-Ey her şeyin kendisini tesbih ettiği,7-Ey her şey onunla ayakta olan,8-Ey her şeyin kendisine itaat ettiği,9-Ey her şeyin kendisine yöneldiği,10-Ey ona bakan yüzü müstesna her şeyin helak olduğu,
37- 1- Ey kullarına yeten Kafi,2-Ey her türlü derde deva veren Safi,3-Ey vaadinde duran Vafi,4-Ey maddi ve manevi dertlere afiyet veren Muafi,5-Ey her şeyiyle yüce olan Ali,6-Ey kullarını iyiliğe ve Cennete davet eden Dai,7-Ey iyi kullarından hoşnut olan Razi,8-Ey hikmet ve adaletle hükmeden Kadi,9-Ey varlığının sonu olmayan Baki,10-Ey dilediğini doğru yola ulaştıran Hadi,
38- 1- Ey kendisinden başka kaçacak yer olmayan,2-Ey kendisinden başka sığınılacak yer olmayan,3-Ey kendisinden başka iltica edilecek yer olmayan,4-Ey kendisinden başka tevekkül edilecek kimse olmayan,5-Ey kendisinden başka maksud olmayan,6-Ey kendisinden başka kurtuluş yeri olmayan,7-Ey kendisinden baskaşına rağbet edilmeyen,8-Ey kendisinden başkasına ibadet edilmeyen,9-Ey kendisinden başkasından yardım istenilmeyen,10-Ey kendisinden başka güç ve kuvvet sahibi bulunmayan,
39- 1- Ey kendisine kaçılanların en hayırlısı,2-Ey matlubların en hayırlısı,3-Ey rağbet edilenlerin en hayırlısı,4-Ey kendisinden dilekte bulunulanların en hayırlısı,5-Ey maksud olanların en hayırlısı,6-Ey zikredilenlerin en hayırlısı,7-Ey şükredilenlerin en hayırlısı,8-Ey sevilenlerin en hayırlısı,9-Ey indirenlerin en hayırlısı,10-Ey kendisine ünsiyet edilenlerin en hayırlısı,
40- 1- Ey yaratıp düzene koyan,2-Ey takdir edip hedefe götüren,3-Ey belayı kaldıran,4-Ey gizli yakarışı işiten,5-Ey batmışı kurtaran,6-Ey helak olana necat veren,7-Ey hastaya şifa veren,8-Ey öldüren ve dirilten,9-Ey güldüren ve ağlatan,10-Ey saptıran ve hidayete erdiren,
41- 1-Ey dilediği kullarının günahlarını bağışlayan Gafir,2-Ey ayıp ve kusurları örten Satir,3-Ey düşmanlarını mağlup eden Kahir,4-Ey her şeye gücü yeten Kadir,5-Ey bütün mahlukatının hallerini gören Nazir,6-Ey bütün mahlukatı yoktan var eden Fatir,7-Ey kendisine yapılan ibadet ve şükürlere bol mükafat veren Sakir,8-Ey kendisini zikredenleri yad eden Zakir,9-Ey dostlarına yardim eden Nasir,10-Ey dilediğini zorla yaptıran Cabir,
42- 1- Ey karada ve denizde yolu olan,2-Ey dış alemde ayetlerı bulunan,3-Ey ayetlerınde delili olan,4-Ey ölümlerde kudreti tecelli eden,5-Ey kabirlerde izzeti olan,6-Ey Kıyamette saltanatı olan,7-Ey hisapta heybeti olan,8-Ey Mizanda hükmü olan,9-Ey Cennette rahmeti olan,10-Ey ateşte azabı olan,
43- 1- Ey korkanların kendisine kaçtığı,2-Ey günahkarların kendisine sığındığı,3-Ey tövbe edenlerin kendisine yöneldiği,4-Ey asilerin kendisine iltica ettiği,5-Ey zahidlerin kendisine rağbet ettiği,6-Ey hatalılarin kendisinden ümit beslediği,7-Ey kendisini arzulayanların onunla ünsiyet bulduğu,8-Ey iyilik yapanların kendisiyle iftihar ettiği,9-Ey tevekkül edenlerin kendisine güvendiği,10-Ey kuvvetler iman edenlerin kendisiyle huzur bulduğu,
44- 1- Ey bütün yakınlardan daha yakın,2-Ey bütün sevilenlerden daha sevgili,3-Ey bütün büyüklerden daha büyük,4-Ey bütün izzet sahiplerinden daha aziz,5-Ey bütün kuvvetlilerden daha kavi,6-Ey bütün zenginlerden daha zengin,7-Ey bütün cömertlerden daha cömert,8-Ey bütün şefkatlilerden daha Rauf,9-Ey bütün merhametlilerden daha Rahim,10-Ey bütün yücelerden daha yüce,
45- 1-Ey herşeye herşeyden daha yakın olan Karîb,2-Ey bütün mahlukatını gözetleyen Rakîb,3-Ey müminlerin sevgilisi olan Habib,4-Ey kullarının dualarına cevap veren Mucib,5-Ey kullarının bütün fiillerinin hesabını gören Hasib,6-Ey bütün dertlere deva veren Tabib,7-Ey her şeyi bütün incelikleriyle gören Basir,8-Ey her şeyden haberdar olan Habir,9-Ey her şeyi nuruyla aydınlatan Münir,10-Ey kullarına gerekli her şeyi açıklayan Mübin,
46- 1- Ey mağlup olmayan Galib,2-Ey yaratılmış olmayan Sanatkar,3-Ey mahluk olmayan Yaratıcı,4-Ey sahip olunamayan Mülk Sahibi,5-Ey kendisine üstün gelinemeyen Kahir,6-Ey yükseltilmekten münezzeh Yükseltici,7-Ey korunmayan Koruyucu,8-Ey yardın edilmeyen Yardın Edici,9-Ey gaib olmayan Şahid,10-Ey uzak olmayan yakın,
47- 1-Ey nurların nuru,2-Ey nurları nurlandıran,3-Ey nurlara suret ve şekil veren,4-Ey nurları yaratan,5-Ey nurları takdir eden,6-Ey nurları idare eden,7-Ey bütün nurlardan evvel olan Nur,8-Ey bütün nurlardan sonra da var olan nur,9-Ey bütün nurların üstünde olan nur,10-Ey hiçbir nurun kendisine benzemediği nur,
48- 1 Ey bağış ve ihsani şerefli olan,2-Ey fiili latif olan,3-Ey lütfu daim olan,4-Ey ihsani kadim olan,5-Ey sözü hak olan,6-Ey vaadi doğru olan,7-Ey affı fazla olan,8-Ey azabı adalet olan,9-Ey zikri tatlı olan,10-Ey dostluğu lezzetli olan,
49- 1 Ey kullarına nimet ihsan eden Münevvil,2-Ey bütün müşkilleri halleden ve hak ile batılın arasını ayıran Mufassil,3-Ey istediğini istediği şekilde değiştiren Mübeddil,4-Ey zorlukları kolaylaştıran Müsehhil,5-Ey istediğini zelil kılan ve mahlukatına boyun eğdiren Müzellil,6-Ey kitaplar ve bereketler indiren dilediğinin rütbesini alçaltan Münezzil,7-Ey kainatta bütün işleri döndüren ve kullarını halden hale sevkeden Mühavvil,8-Ey her şeyi münasip şekilde güzelleştiren Mücemmil,9-Ey her şeyi kemale erdiren Mükemmil,10-Ey istediğini istediğine üstün Müfatti,
50- 1-Ey her şeyi gören fakat kendisi görülmeyen,2-Ey her şeyi yaratan fakat kendisi yaratılmayan,3-Ey her şeye yol gösteren fakat kendisi yol gösterilmeye muhtaç olmayan,4-Ey hayat veren fakat kendisi hayat verilmeye muhtaç olmayan,5-Ey her şeyi doyuran fakat kendisi doyurulmaktan münezzeh olan,6-Ey her şeyi koruyan fakat kendisi korunmaya muhtaç olmayan,7-Ey her şey hakkında karar veren fakat kendisi hakkında hüküm verilmeyen,8-Ey hüküm veren fakat kendisi hakkında hüküm verilmeyen,9-Ey doğurmayan ve doğmayan,10-Ey hiçbir sey kendisine denk olmayan,
51- 1- Ey en güzel Sevgili,2-Ey en güzel Tabib,3-Ey en güzel Hesap Gören,4-Ey en güzel Yakin,5-Ey en güzel Gözetleyici,6-Ey en güzel Cevap veren,7-Ey en güzel Dost,8-Ey en güzel Vekil,9-Ey en güzel Efendi,10-Ey en güzel yardımcı,
52- 1-Ey kendisini tanıyanların sevinci,2-Ey kendisini arzulayanların dostu,3-Ey kendisine müstak olanların imdadına koşan,4-Ey tövbekarların sevgilisi,5-Ey ihtiyaç sahiplerine rızık veren,6-Ey günahkarların ümidi,7-Ey sıkıntıda olanların ferahlatıcısı,8-Ey gamlılara nefes aldıran,9-Ey mahzunlara kurtuluş yolu gösteren,10-Ey evvel ve ahirlerin ilahi,
53- 1-Ey Cennet ve Cehennemin Rabbi,2-Peygamberlerin ve hayırlıların Rabbi3-Ey Sıddıkların ve iyilerin Rabbi,4-Ey küçüklerin ve büyüklerin Rabbi,5-Ey danelerin ve meyvelerin Rabbi,6-Ey nehirlerin ve ağaçların Rabbi,7-Ey sahraların ve çöllerin Rabbi,8-Ey kölelerin ve hürlerin Rabbi,9-Ey açığa çıkan ve gizlemelerin Rabbi,10-Ey gece ve gündüzün Rabbi,
54- 1- Ey ilmi her şeye ulasan,2-Ey basarı her şeye nüfus eden,3-Ey kudreti her şeye bali olan,4-Ey nimetleri sayılamayan,5-Ey mahlukatın gerçek şükrüne erişemediği,6-Ey zihinlerin yüceliğini idrak edemediği,7-Ey hayallerin hakikatına erişemediği,8-Ey azamet ve kibriya örtüsü olan,9-Ey heybet ve saltanat güzelliği olan,10-Ey bekası izzetle izzetlenen,
55-
1-Ey en yüce misaller kendisine ait olan,2-Ey en yüce sıfatlar kendisine ait olan,3-Ey ahiret ve dünya kendisine ait olan,4-Ey cennetül me’vanın sahibi,5-Ey cehennem ve ateşin sahibi,6-Ey en büyük ayetler sahibi,7-Ey en güzel isimler sahibi,8-Ey hüküm ve kaza sahibi,9-Ey yüce göklerin sahibi,10-Ey arş ve yerin sahibi,
56- 1- Ey kullarını çok çok affeden Afüvv,2-Ey kullarının günahlarını bağışlayan Gafur,3-Ey itaatkar kullarını çok seven Vedud,4-Ey rızası için yapılan işleri bol sevapla karşılayan Sekür,5-Ey asileri hemen cezalandırmayıp çok sabreden Sabür,6-Ey kullarına çok şefkat edip esirgeyen Rauf,7-Ey kullarına karşı pek merhametli olan Atüf,8-Ey bütün mahlukatın maddi ve manevi kirlerden arındıran Kuddüs,9-Ey gerçek hayat sahibi olan Hayy,10-Ey gökleri yeri ve bütün mahlukatı yerinde tutan Kayyum,
57- 1-Ey semada azameti görülen,2-Ey yerde ayetleri tecelli eden,3-Ey her şeyde delilleri bulunan,4-Ey denizde acayip sanatları bulunan,5-Ey mahlukatı ilk defa yaratıp öldükten sonra tekrar dirilten,6-Ey dağlarda hazineleri bulunan,7-Ey yarattığı her şeyi en güzel yapan,8-Ey bütün işler kendisine dönen,9-Ey her şeyde lütfu açıkca görünen,10-Ey mahlukatına kudretini tanıtan,
58- 1-Ey sevgilisi olmayanların sevgilisi,2-Ey tabibi olmayanların tabibi,3-Ey isteklerini dinleyip cevap verecek kimsesi olmayanların nasibi,4-Ey sefkat edecek kimsesi olmayanların şefkat edicisi,5-Ey arkadaşı olmayanların arkadaşı,6-Ey şefkat edecek kimsesi olmayanların şefiği,7-Ey imdadına koşacak kimsesi olmayanların imdad edicisi,8-Ey yol gösterecek kimsesi olmayanların yol göstericisi,9-Ey rehberi olmayanların rehberi,10-Ey merhamet edecek kimsesi olmayanların merhamet edicisi,
59- 1-Ey kendisine her şeye bedel yeter görenlerin kafisi,2-Ey kendisinden hidayet isteyenlerin hidayet edicisi,3-Ey gizlenecek yer arayanların üstünü örten,4-Ey kendisini çağıranları cennetine davet eden,5-Ey kendisinden şifa isteyenlere şifa veren,6-Ey kendisine hükmetmesini isteyenler hakkında hükmeden,7-Ey maddi ve manevi zenginlik isteyenleri zenginleştiren,8-Ey kendisinden her ihtiyacını yerine getirilmesini isteyenlerin ihtiyaçlarına yeterli cevap veren,9-Ey kuvvet ve güç isteyenlere kafi kuvvet veren,10-Ey kendisinden dostluk ve sahiplik isteyenlerin dost ve sahibi,
60- 1-Ey her şeyden önce olan evvel,2-Ey her şeyden sonra olan Ahir,3-Ey varlığı apaçık görünen Zahir4-Ey her şeyin içyüzünden haberdar olan Batın,5-Ey her şeyi yoktan yaratan Halik,6-Ey her şeyi münasip bir sekilde riziklandiran Razik,7-Ey her işi doğru olan ve sözünü yerine getiren Sadik,8-Ey varlığı her şeyden önce olan Sabik,9-Ey her şeyi mukadder hedefine sevk eden Saik,10-Ey tohum ve çekirdekleri yarıp sünbüllendiren Falik,
61- 1-Ey gece ve gündüzü peş peşe değiştiren,2-Ey karanlıkları ve nuru yaratan,3-Ey gölgeleri ve harareti meydana getiren,4-Ey günes ve ay'a boyun eğdiren,5-Ey ölümü ve hayatı yaratan,6-Ey yaratmak ve emretmek kendisine ait olan,7-Ey eş ve evlat edinmeyen,8-Ey mülkünde hiçbir şeriki olmayan,9-Ey zilletten münezzeh olduğu için dosta ihtiyacı olmayan,10-Ey havi kuvvet kendisine ait olan,
62- 1-Ey kendisini arzulayanların muradını bilen,2-Ey kendisinden dilekte bulunanların ihtiyaç duyduklarına sahip olan,3-Ey üzüntüsünden kendinden geçenlerın inlemelerini işiten,4-Ey kendisinden korkarak ağlayanların ağlayışını gören,5-Ey suskunların içinden geçenleri bilen,6-Ey günahlarından pişmanlik duyanların nedametini gören,7-Ey tövbekarların özürünü kabul eden,8-Ey fesatçılarin işini düzeltmeyen,9-Ey iyilik yapanların mükafatını zayi etmeyen,10-Ey kendisini tanıyanların kalplerinden uzaklaşmayan
63- 1-Ey bekası daim olan,2-Ey hataları bağışlayan,3-Ey duaları işiten,4-Ey ihsanı geniş olan,5-Ey gökleri yükselten,6-Ey belaları defeden,7-Ey medh ü şenasi büyük olan,8-Ey varlığının parıltısı kadim olan,9-Ey vefası çok olan,10-Ey mükafati şerefli olan,
64- 1-Ey çok affeden Gaffar,2-Ey bütün ayıpları örten Settar,3-Ey her şeye galip gelen ve bütün düşmanlarını kahreden Kahhar,4-Ey istediğini zorla yaptıran Cebbar,5-Ey çok sabreden ve kullarına sabır gücü veren Sabbar,6-Ey bütün rızka muhtaç olanları rızıklandıran Rezzak,7-Ey her şeyi hikmetle açan Fettah,8-Ey her şeyi çok iyi bilen Ahham,9-Ey bol bol hediyeler veren Vehhab,10-Ey bütün tevbeleri kabul eden Tevvab,
65- 1-Ey beni yaratıp azalarımı düzene koyan,2-Ey bana rızk veren ve terbiye eden,3-Ey beni yedirip içiren,4-Ey beni kendisine yaklaştırıp yakın kılan,5-Ey beni günah tehlikelerinden koruyup bana kafi gelen,6-Ey beni muhafaza edip ayıplarımı örten,7-Ey bana tevfik edip hidayet eden,8-Ey beni aziz kılıp ihtiyaçlarımı gideren,9-Ey beni öldürüp dirilten,10-Ey bana ünsiyet verip rızıklandıran,
66- 1-Ey kelimeleriyle hakkın hak oldugunu gösteren,2-Ey hükmünü geri bıraktıracak kimse olmayan,3-Ey kazasını geri çevirecek kimse olmayan,4-Ey kişiye kalbinden daha yakın olan,5-Ey kullarından tevbeyi kabul eden,6-Ey izni olmadan hiçbir şefaat fayda vermeyen,7-Ey bütün gökler kudretiyle dürülmüş olan,8-Ey yolundan sapanların en iyi bilen,9-Ey gök gürültüsünün hamdederek, meleklerin de korkusuyla kendisini tesbih ettiği,10-Ey rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci gönderen,
67- 1-Ey yeri beşik yapan,2-Ey dağları direk yapan,3-Ey güneşi kandil kılan,4-Ey ay'ı nur kılan,5-Ey geceyi örtü yapan,6-Ey gündüzü maişet zamanı yapan,7-Ey uykuyu huzur ve sükun vasıtası kılan,8-Ey semayı bına kılan,9-Ey eşyayı çift çift yaratan,10-Ey ateşi gözcü kılan,
68-
1-Ey gerçek şefaat sahibi Sefi,2-Ey gizli açık her sesi işiten Semi,3-Ey istediğini yükselten Rafi,4-Ey istediğini engelleyen Meni,5-Ey kainatı en güzel bir şekilde yoktan yaratan Bedi,6-Ey hesabı en süratli bir şekilde gören Seri,7-Ey sevdiklerini Cennet ve çeşitli mükafatlarla müjdeleyen Besir,8-Ey kullarını itaate sevk etmek için azabıyla korkutan Nezir,9-Ey sonsuz kudret sahibi olan Kadir,10-Ey her şeye gücü yeten Muktedir.
69- 1-Ey bütün dirilerden önce var olan gerçek hayat sahibi,2-Ey bütün dirilerden sonra baki kalacak gerçek hayat sahibi,3-Ey hiçbir şeyin kendisine benzemediği gerçek hayat sahibi,4-Ey hiçbir dirinin misli gibi olmadığı gerçek hayat sahibi,5-Ey hiçbir dirinin kendisine ortak olmadığı gerçek hayat sahibi,6-Ey hiçbir diriye muhtaç olmayan gerçek hayat sahibi,7-Ey bütün dirileri öldüren gerçek hayat sahibi,8-Ey bütün dirileri rızıklandıran gerçek hayat sahibi,9-Ey ölüleri dirilten gerçek hayat sahibi,10-Ey hiç ölmeyecek olan gerçek hayat sahibi
70- 1- Ey unutulmayan ve unutturulmayan zikrin sahibi,2-Ey söndürülemeyen nurun sahibi,3-Ey hadd ü hesaba gelmeyen medh ü sena sahibi4-Ey hiçbir şekilde değiştirilemeyen vasıflar sahibi,5-Ey sayılamayan nimetler sahibi,6-Ey zeval bulmayan saltanat sahibi,7-Ey gerçek keyfiyeti anlaşılamayan celal sahibi,8-Ey reddedilemeyen hüküm sahibi,9-Ey tebdil edilemeyen sıfatlar sahibi,10-Ey tam idrak edilemeyen kemal sahibi.
71- 1-Ey alemlerin Rabbi,2-Ey amellerin karşılıklarının verildiği kıyamet gününün sahibi,3-Ey sabredenleri seven,4-Ey tevbe edenleri seven,5-Ey maddi ve manevi kirlerden temizlenenleri seven,6-Ey Allah i görür gibi ibadet edenleri ve iyilik yapanları seven,7-Ey yardım edenlerin en hayırlısı,8-Ey müşkil meseleleri halledip hükme bağlayanların en hayırlısı,9-Ey iyi mallara bol karşılık verenlerin en hayırlısı,10-Ey ifsat edenleri en iyi bilen,
72- 1-Ey mahlukati örneksiz ve yoktan yaratan Mübdi,2-Ey mahlukati öldükten sonra yeniden dirilten Muid,3-Ey herseyi muhafaza eden Hafiz,4-Ey herseyi ilim ve kudretiyle kusatan Muhit,5-Ey hamd ve senaya en çok layik olan ve çok övülen Hamid,6-Ey azamet, seref ve hakimiyeti sonsuz Mecid,7-Ey her türlü mahlukata münasip rizik veren Mukit,8-Ey darda kalan çaresizlerin imdadina kosan Mugis,9-Ey istedigine izzet veren ve sereflendiren Muizz,10-Ey istedigini zelil kilan Müzill,
73- 1-Ey ziddi olmayan Ehad,2-Ey dengi bulunmayan Ferd,3-Ey kusur ve ihtiyaçtan münezzeh olan Samed,4-Ey çifti bulunmayan Vitr,5-Ey veziri bulunmayan Rab,6-Ey fakirligi bulunmayan Gani,7-Ey azledilemeyen Sultan,8-Ey aczden münezzeh olan Melik,9-Ey benzeri olmayan Mevcud,
74- 1-Ey zikri kendisine zikredenlere büyük seref olan,2-Ey sükrü kendisine sükredenlere büyük kurtulus olan,3-Ey hamdi kendisine övenlere büyük iftihar vesilesi olan,4-Ey taati, kendisine itaat edenlere necat olan,5-Ey kapisi kendisini arayanlara açik olan,6-Ey yolu müminlere zahir ve belli olan,7-Ey ayetleri bakanlar için kesin delil olan,8-Ey kitabi kuvvetli Iman sahipleri için ögüt olan,9-Ey affi günahkarlar için siginak olan,10-Ey rahmeti Muhsinler için yakin olan,
75- 1-Ey ismi yüce ve mübarek olan,2-Ey san ve makami yüksek olan,3-Ey sena ve övgüsü büyük olan,4-Ey kendisinden baska ilah olmayan,5-Ey isimleri mukaddes olan,6-Ey bekasi devam eden,7-Ey azameti, baha ve kadri olan,8-Ey büyüklük perdesi olan,9-Ey gizli nimetleri grup grup bile sayilamayan,10-Ey ihsan ve nimeti hesap ve sayiya gelmeyen,
76- 1-Ey kullarina yardim eden Muin,2-Ey açiklanmasi gereken herseyi beyan eden Mübin,3-Ey kullarina emniyet ve huzur veren Emin,4-Ey saltanati muhkem, nüfuz ve iktidar sahibi Mekin,5-Ey hiçbir sey hükmünü sarsmayan ve kendisine güvenilen Metin,6-Ey azap ve ikabi siddetli olan Sedid,7-Ey kullarinin her yaptigini gören Sehid,8-Ey bütün islerini ezeli takdirine göre en güzel bir sekilde neticeye ulastiran Rasid,9-Ey en çok övülen ve en çok övgüye layik olan Hamid,10-Ey sonsuz seref sahibi Mecid,
77- 1-Ey yüce arsin sahibi,2-Ey dos dogru sözün sahibi,3-Ey yerli yerince yapilan fazl-ü kerem sahibi,4-Ey kis kivrak yakalayan siddetli azap sahibi,5-Ey vaad ve tehdit sahibi,6-Ey uzak olmayan yakin,7-Ey en fazla övgüye layik olan dost,8-Ey herseyi mühadesi altinda tutan,9-Ey kullarina hiçbir sekilde zulmedici olmayan,10-Ey kuluna sah damarindan daha yakin olan,
78- 1-Ey hiçbir ortak ve veziri olmayan,2-Ey hiçbir benzeri ve dengi olmayan,3-Ey günes ve nurlu ayin yar4-Ey siddetli sikintiya düsmüs fakirleri zenginlestiren,5-Ey küçük yavrulara rizik veren,6-Ey düskün ihtiyarlara merhamet eden,7-Ey korku için kurtulus isteyenlerin siginagi,8-Ey kullarinin her halini gören,9-Ey kullarinin ihtiyaçlarindan haberdar olan,10-Ey herseye gücü yeten,
79- 1-Ey cömertlik ve nimetler sahibi,2-Ey fazl ve kerem sahibi,3-Ey siddetli bela ve çetin azaplar sahibi,4-Ey Levh-i Mahfuz ve Kalemi yaratan,5-Ey zerreyi, hos rüzgarlari ve nefesleri yaratan,6-Ey bütün kullarina ilhamda bulunan,7-Ey zarar ve elemi gideren,8-Ey gizli sir ve kaygilari bilen,9-Ey Kabe-i Muazzama ve Harem-i Serifin sahibi,10-Ey esyayi yoktan yaratan,
80- 1-Ey gerçek adalet sahibi Adil,2-Ey rizasi için yapilan isleri kabul eden Kabil,3-Ey herseyden üstün ve yüce olan Fadil,4-Ey her isin hakiki yapicisi olan Fail,5-Ey yaratiklarin her isini üzerine alan Kafil,6-Ey herseyi meydana getiren Cail,7-Ey her bakimdan eksiksiz olan Kamil,8-Ey mahlukati yokluk karanliklarindan varlik nuruna çikaran Fatir,9-Ey kullari için hayir murad eden ve onlari dergahina çagiran Talib,10-Ey kullarini, rizasina ermek ve cemalini görmek için can attigi Matlub,
81- 1-Ey güç ve havliyle nimet veren,2-Ey genis ve bol imkanlariyla ikram eden,3-Ey tekrar tekrar lütufta bulunan,4-Ey kudretiyle her yerde izzetini gösteren,5-Ey herseyi hikmetiyle ölçüp biçen,6-Ey tedbiriyle hükmeden,7-Ey ilmiyle herseyi idare eden,8-Ey hilim ve yumusakligiyla kullarini cezalandirmaktan vazgeçen,9-Ey yüceligiyle beraber kullarina yakin olan,10-Ey yakinliginda yüceligi tezahür eden,
82- 1-Ey diledigini yaratan,2-Ey diledigini yapan,3-Ey diledigine hidayet eden,4-Ey diledigini saptiran,5-Ey diledigini bagislayan,6-Ey diledigine azap eden,7-Ey dilediginin tevbesini kabul eden,8-Ey anne rahimlerindeki yavrulari diledigi gibi sekillendiren,9-Ey yaratiklarinda diledigi seyi ziyade kilan,10-Ey rahmetini diledigine tahsis eden,
83- 1-Ey hiçbir es ve evlat edinmeyen,2-Ey kimseyi hükmüne ortak kilmayan,3-Ey herseye bir plan ve miktar tayin eden,4-Ey sefkat ve merhameti zeval bulmayip devam eden,5-Ey melekleri elçi kilan,6-Ey semada burçlar meydana getiren,7-Ey yeryüzünü kararli ve barinmaya müsait kilan,8-Ey insani bir damla sudan yaratan,9-Ey herseyi sayarak hesabini yapan,10-Ey herseyi ilmiyle kusatan,
84- 1-Ey esi ve benzeri olmayan Ferd,2-Ey zat, sifat ve fiilerinde çifti olmayan Vitr,3-Ey herbir seyde birligini gösteren Ehad,4-Ey hiçbir seye muhtaç olmayan ve herseyin kendisine muhtaç oldugunu Samed,5-Ey san, seref ve yüceligi en büyük olan Emced,6-Ey izzet ve galibiyeti mukayeseye gelmeyen Eazz,7-Ey sonsuz azamet ve celal sahibi Ecell,8-Ey bütün gerçeklerden daha gerçek ve ibadete en çok layik olan Ehakk,9-Ey herkesten fazla isilik yapan Eberr,10-Ey varliginin sonu olmayan Ebed,
85- 1-Ey kendisini tanimak isteyenlerin marufu,2-Ey kendisine ibadet edenlerin mabudu,3-Ey kendisine sükredenlerin meskuru,4-Ey Kendisini zikredenlerin mezkuru,5-Ey Kendisini övenlerin mahmudu,6-Ey Kendisini arayanlar için mevcut olan,7-Ey Kendisini bir taniyanlarin mevsufu,8-Ey Kendisini sevenlerin sevgilisi,9-Ey Kendisini arzulayanlarin mergubu,10-Ey dergahina dönenlerin maksudu,
86- 1-Ey saltanatindan baska gerçek saltanat olmayan,2-Ey kullarin senasini saymakla bitiremedigi,3-Ey mahlukatin celalini vasfedemedigi,4-Ey gözlerin kemalini idrak ve ihata edemedigi,5-Ey zekalarin, sifatlarina ulasmaktan aciz kaldigi,6-Ey fikirlerin kibriyasinin hakikatine ulasamadigi,7-Ey insanlarin, sifatlarini güzelce tavsif edemedigi,8-Ey kullarin, hükmünü geri çevrimedigi,9-Ey herseyde kendisini tanitan deliller açikça görülen,
87- 1-Ey günahlari için ve kendisine olan ask ve muhabbetten dolayi aglayanlarin sevgilisi,2-Ey kendisine tevekkül edenlerin dayanagi,3-Ey hak yoldan sapanlari hidayete erdiren,4-Ey mü `minlerin dost ve sahibi,5-Ey kendisini zikredenlerin can yoldasi,6-Ey bütün güçlülerden daha güçlü,7-Ey bütün bakanlardan daha iyi gören,8-Ey bütün ilim sahiplerinden daha alim,9-Ey kederli biçarelerin kaçip sigindigi,10-Ey bütün yardim edenlerden daha çok yardim eden,.
88- 1-Ey gerçek ikram sahibi Mükrim,2-Ey diledigini büyüten v eserleriyle büyüklügünü gösteren Muazzim,3-Ey mahlukatini çesit çesit nimetlere gark eden Müna im,4-Ey mahlukatina lazim olan herseyi veren Muti,5-Ey mahlukatinin ihtiyacini giderip zengin kilan Mugni,6-Ey canlilara hayat veren Muhyi,7-Ey mahlukati maddesiz ve örneksiz ilk defa yaratan Mübdi,8-Ey mahlukatini nimetleriyle hosnut kilan Murzi,9-Ey mahlukati her türlü tehlikeden kurtaran Münci,10-Ey bol bol iyilikte bulunan Muhsin,
89- 1-Ey her seye kafi,2-Ey herseyi idare eden kaim,3-Ey hiçbirsey kendisine benzemeyen,4-Ey mülkünde, iradesi disinda hiçbir sey artmayan,5-Ey hazinelerinden hiçbir sey eksik olmayan,6-Ey hiçbir sey Kendisine gizli bulunmayan,7-Ey misli ve benzeri hiçbir sey bulunmayan,8-Ey her seyin anahtari elinde olan,9-Ey rahmeti herseyi kusatan,10-Ey her sey fani oldugu halde kendisi baki kalan,
90- 1-Ey gaybi kendisinden baska kimse bilemeyen,2-Ey kullarindan kötülügü kendisinden baska kimse defedemeyen,3-Ey isleri Kendisinden baska kimse idare edemeyen,4-Ey günahlari Kendisinden baska kimse magfiret edemeyen,5-Ey kalbleri Kendisinden baskasi degistiremeyen,6-Ey mahlukati kendisinden baskasi yaratamayan,7-Ey nimetleri Kendisinden baskasi tamamlayamayan,8-Ey yagmuru Kendisinden baskasi yagdiramayan,9-Ey ölüleri Kendisinden baskasi diriltemeyen,10-Ey kullarini Kendisinden baskasi gerçek zengin kilamayan,
91- 1-Ey belalari kaldiran ve güzellikleri açiga çikaran Kasif,2-Ey keder ve tasadan kurtarip ferahlatan Faric,3-Ey her mevcuda münasip bir suret açan ve fetihler müyesser kilan Fatih,4-Ey kullarina yardim eden Nasir,5-Ey yaratiklarin her türlü ihtiyacini üzerine alan Damin,6-Ey her seye fitratinin gayesini emreden amir,7-Ey her türlü kötülükten sakindiran Nahi,8-Ey kullarinin ümidi olan Reca,9-Ey kullarinin ümid besledigi Mürteca,10-Ey kendisine büyük ümitler beslenen Azimü`r Reca
92- 1-Ey zayiflarin yardimcisi,2-Ey fakirlerin hazinesi,3-Ey gariplerin sahibi,4-Ey dostlarin yardimcisi,5-Ey düsmanlarin kahredicisi,6-Ey gökleri yükselten,7-Ey belalari kaldiran,8-Ey dostlarin can yoldasi,9-Ey takva sahiplerinin sevgilisi,10-Ey zenginlerin ma`budu,
93- 1-Ey her seyin evveli ve ahiri,2-Ey her seyin ilahi ve sanatkari,3-Ey her seyin raziki ve haliki,4-Ey her seyin yaraticisi ve sultani,5-Ey herseyi daraltan ve genisleten,6-Ey herseyi ilk defa yaratan ve öldükten sonra tekrar iade eden,7-Ey her seye gerekli sebepleri yaratan ve bir ölçü takdir eden,8-Ey herseyi terbiye ve idare eden,9-Ey herseyi döndüren ve degistiren,10-Ey herseyi dirilten ve öldüren,
94- 1-Ey yad edenlerin ve yad edilenlerin en hayirlisi,2-Ey sükrü kabul edenlerin ve sükredilenlerin en hayirlisi,3-Ey övenlerin ve övülenlerin en hayirlisi,4-Ey görenlerin ve görülenlerin en hayirlisi,5-Ey çagiranlarin ve çagrilanlarin en hayirlisi,6-Ey cevap verenlerin ve cevap verilenlerin en hayirlisi,7-Ey ünsiyet verenlerin ve Kendisiyle ünsiyet edilenlerin en hayirlisi,8-Ey bütün dostlarin ve meclis arkadaslarinin en hayirlisi,9-Ey bütün maksud ve matlublarin en hayirlisi,10-Ey sevenlerin ve sevilenlerin en hayirlisi,
95- 1-Ey kendisini çagiranlara cevap veren,2-Ey kendisine itaat edenleri seven,3-Ey kendisini sevenlere yakin olan,4-Ey kendisini arzulayanlari çok iyi bilen,5-Ey kendisine ümit besleyenlere iyilik eden,6-Ey kendisine isyan edenlere yumusak davranip hemen cezalandirmayan,7-Ey yumusakliginda hikmetli davranan,8-Ey hükmünde büyük olan,9-Ey azametinde merhametli olan,10-Ey ihsaninda kadim olan,
96- 1-Ey sebepleri takdir eden Müsebbib,2-itaatkar kullarini kendisine yaklastiran Mukarrib,3-Ey esyayi hikmetle pes pese getiren Muakkib,4-Ey kullarinin kalblerini halden hale degistiren mukallib,5-Ey her seye bir miktar tespit eden Mukaddir.6-Ey herseyi düzene koyan Mürettib,7-Ey kullarini iyilige tesvik eden Muraggib.8-Ey kullarina ögüt veren Müzekkir,9-Ey mahlukati var eden Mükevvin,10-Ey sonsuz büyüklük ve azamet sahibi Mütekebbir.
97- 1-Ey bir isitme, kendisini diger bir isitmeden ali koymayan,2-Ey kendisi için bir is diger bir ise mani olmayan,3-Ey bir söz, kendisini diger bir sözden oyalamayan,4-Ey kullarinin bir istegi digerine cevap vermekte kendisini karışıklığa sevk etmeyen,5-Ey israrla istekte bulunanlarin israri kendisini usandirmayan,6-Ey müminlerin kalplerini islamla genisleten,7-Ey zikriyle mütevazi ve husu sahiplerinin kalplerini hos eden,8-Ey kendisine istiyak duyanlarin kalblerinden kaybolmayan,9-Ey kendisini arzulayanlarin son arzusu,10-Ey alemde hiçbir sey kendisine gizli olmayan,
98- 1-Ey herseyi var olmadan bilen,2-Ey vaadi dogru olan,3-Ey lütfu açik olan,4-Ey emri üstün ve galip olan,5-Ey kitabi saglan olan,6-Ey kaza ve hükmü var olan,7-Ey Kur`ani yüce olan,8-Ey saltanati kadim olan,9-Ey fazl ü keremi daim olan,10-Ey Arsi büyük olan,
99- 1-Ey rablik iddia edenlerin ve bütün terbiyecilerin Rabbi,2-Ey bütün kapilari açan,3-Ey sebepler tasarrufunda bulunan,4-Ey sevaplari veren,5-Ey dogrulari ilham eden,6-Ey bulutlari yoktan yaratan,7-Ey azab ve ikabi siddetli olan,8-Ey hesabi sür’atli gören,9-Ey dönüs kendisine olan,10-Ey bagislayan ve tövbeleri kabul eden,
100- 1-Ey Rabbimiz,2-Ey Ilahimiz,3-Ey Seyyidimiz,4-Ey Mevla’miz,5-Ey Yardimcimiz,6-Ey Koruyucumuz,7-Ey Kadirimiz,8-Ey Razikimiz,9-Ey Delilimiz,10-Ey Meded karimiz,
Sen bütün kusur ve noksan sifatlardan münezzehsin, Senden baska Ilah yok ki bize imdat etsin. Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar.

21 Haziran 2007 Perşembe

Milliyetçiliği Kim Başlattı


Milliyetçiliği Kim Başlattı?

KUR’ÂN’IN İ’CAZININ en önemli yönlerinden biri, tekrarlardır. Her an havaya, her gün ekmeğe ve suya ihtiyacımız olduğu için bu nimetler bize tekrar tekrar sunulur. Tekrar, ihtiyaçtan gelir. İşte, Kur’ân’ın tekrarları da bu sırdandır. Ruhumuzun hava gibi, su gibi, ekmek gibi muhtaç olduğu hakikatler tekrar tekrar önümüze sunulur. Ve Kur’ân’ın bu tekrarları, her an havayı solumanın, her gün ekmeği yemenin usanç vermeyişi gibi, asla usanç vermez. Bilakis, her yeni tekrarda unuttuğu bir gerçeği yeniden hatırlar insan. Yahut, hatırında olan bir hakikat, daha önce farketmediği yeni bir boyutuyla daha karşısına çıkar. Tekrarlar, nisyana ve isyana açık olan insanı, temel konularda diri ve uyanık tutar.

Allah’ın birliği, O’nun güzel isimleri, herşeyin O’nu tesbih edişi, Rabbimizin üzerimizdeki nimetleri, insanın başıboş yaratılmadığı, Hesap Günü, âhiret, cennet nimetleri ve cehennem azabı, geçmiş kavimlerin başına gelenler, Peygambere itaatin önemi.. ihtiyaca binaen gelen bu tekrarlardan birkaçıdır.

Kur’ân’da tekrar tekrar vurgulanan bu konulardan birini ise, adem’in yaratılışı, Cenab-ı Hakkın ona secde edilmesi emrini vermesi, ama meleklerin itaatine karşı İblis’in isyanıdır.

Kur’ân insanın ‘en büyük düşman’ı olduğunu birçok kez belirttiği İblis’in bu tavrına işaretle, "Kibirlendi ve kâfir oldu" buyurur. Bu, ‘kibir’in son adresini gösterme bakımından hayli ibret vericidir ve hepimiz için çok ciddi bir uyarı mahiyetindedir.

Peki, İblis’i kibirlenmeye ve sonunda küfre sevkeden nedir? O, sonunda küfre düşmesine sebep olan hangi sözü sarfetmiştir?

Kısacık bir cümledir bu:,"Halaktenî min nârin ve halaktehû min tîn."SAD, 76""BENİ ATEŞTEN YARATTIN, ONU İSE ÇAMURDAN YARATTIN."Şeytanı kâfir yapan cümle budur.Oysa, bu sözlerde ne bir yalan, ne bir yanlış, ne de bir inkâr vardır.


Bu sözünün de açıkça gösterdiği gibi, İblis ‘yaratma’ fiilini kabul etmekte, kendisinin ve insanın ‘yaratıldığı’nı ifade etmekte, dolayısıyla ‘Yaratıcı’yı tanımaktadır. Allah’ın varlığını bilmektedir. Üstelik O’nu kendi Yaratıcısı olarak bilmektedir. adem’i yaratanın da O olduğunu kabul etmektedir. Ayrıca, kendisinin ateşten, adem’in çamurdan yaratıldığı da doğrudur

Fakat, her biri doğru ve hakikat olan bu sözler, ‘kibirlenip kâfir olan’ birinin sözleridir. Allah’ın varlığını tasdik ettiği ve O’nu gerek kendisinin, gerek başka herşeyin Hâlikı olarak kabul ettiği halde, İblis ‘şeytan’ ve ‘kafir’ olmuştur.

Bu ince çizgi, aslında, hepimizin dikkat etmesi gereken bir noktadır.

Şeytanı kâfir yapan, hâşâ, "Allah yoktur. Beni yaratan da O değildir" demesi değildir. O, Allah’ı Yaratıcı olarak kabul etmektedir. Ama tüm bu kabuller, tüm bu doğru sözler arasında, belki ilk anda kolayca farkedilmeyen şöyle bir anlayış vardır: "Ben daha hayırlıyım." Neden? "Beni ateşten yarattın; onu ise topraktan."Kısacası, tâ adem’in yaratılışıyla başlayan, bütün bir insanlık tarihini kuşatan ve sonu Cehennem’e ulaşacak olan o büyük isyanın temelinde ne Allah’ı inkâr vardır; ne de Onun yaratışını inkâr.

Herşey ‘üstünlük’ vehmiyle başlamıştır. İblis "Ateşten yaratılan, çamurdan yaratılandan üstündür" diye bir zan üretmiştir.

Onu kibire sevkeden, o kibirle Sâniinin emrine isyana yönelten, sonuç itibarıyla onu kâfir kılan budur: Allah’ın yarattıkları arasında, kendi kafasınca bir ‘altlık-üstlük’ sıralaması yapma. İkisi de Allah’ın mahluku olan ateş ile toprak arasında bir üstünlük ayrımına girme. Kendisinin yaratıldığı ateşin topraktan üstün ve hayırlı olduğu felsefesi geliştirerek, kendini adem’den üstün tutma. Ve, en önemlisi, kendini adem’den üstün görme uğruna, Allah’a kusur ve noksan izafe etme.

Kendini insandan üstün görebilmek için, Allah’ın bazı şeyleri mükemmel biçimde yaratamadığı vehmini üretme.Bütün bir tarihin en keskin ayrımının düğüm noktası, işte buradadır.Ve Kur’ân, bu hususu tekrar tekrar zikrederek, bize de birşeyler söyler.

Allah’ın varlığını kabul etmekle, Onu kendimizin ve herşeyin Hâlikı bilmekle meselenin hallolmadığını gösterir. Bu durumda dahi, isyan, kibir ve sonuçta küfür tehlikesi vardır. Tam anlamıyla mü’min olup küfürden gereğince uzak kalmak, "Beni ve herşeyi yaratan Allah’tır" demenin ötesinde, herşeyimizle O’na teslim olmayı; O’nun emirlerine tam bir itaati; O’nun mahlukatına karşı kendi kafamızdan ‘üstünlük’ yorumları üretmemeyi gerektirir.

Yoksa "ben"cilik, meselâ İblis örneğinde ateşçilik,ateşi, kendisini, toprağı ve insanı yaratanın O olduğu kabul edilse bile imandan koparıp küfre götürmektedir.

Bizler ‘ateşçi’ değiliz. Çünkü ateşten değiliz. Üstelik, herşeyi yakıp yandırarak ademi ve yok oluşu hatırlatan ateş bizi biraz da ürkütüyor.

Keza, ‘toprakçı’ da değiliz. Nedense, ayağımızın altındaki toprak, bize de hakir gözüküyor.Ama içimizde yine de ‘üstünlük’ şeytanları dolaşıyor.

Sözgelimi, pek çok insan, her nasılsa ‘Türklük şuuru ve gururu’ taşıyarak yaşıyor. Başkaları başka bir ırkın şuur ve gururunu taşıyor.

Öyle veya böyle,içinde kendisinin yer aldığı milliyeti, içinde kendisinin bulunduğu devleti, ırkı, şehri ve aileyi yücelten;onu diğerlerinden ‘üstün’ gören milyarlarca insan bulunuyor.

Ve tüm bu yüceltmeler, içinde aynı ortak noktayı barındırıyor: BEN!Ait olduğum milliyet, içinde ben olduğum için üstün oluyor. Ait olduğum şehir, ben oralı olduğum için, dünyanın en iyi insanlarını barındıran en güzel şehir oluyor. Ait olduğum toprak parçası, dünyanın en güzel yeri oluyor. Şu yeryüzünde, bizden iyisi, akıllısı, mükemmeli bulunmuyor!

Oysa, şeytanla ilgili Kur’ân âyetleri, tam da bu düğümü açıyor.

Kendini merkez edinen, herşeye kendine göre ‘altlık-üstlük’ biçen, Allah’ın yarattığını dahi kendi ekseninde bölen, parçalayan ve sonunda küfür adına yutan bir tavra dikkat çekiyor.

Kur’ân, kendine bir kibir imkânı sağlamak için Allah’ın yarattığına noksanlık izafe eden, bunun ardından ‘ene’ şirkine kapılarak Saniine isyan eden, o isyanında inat ederek hakikati örtmeye, yani ‘küfr’e saplanan İblis örneğinde, bizi bekleyen büyük bir tehlikeye karşı hepimizi tekrar tekrar uyarıyor.Allah’ın varlığını kabul ediyor olsak bile, kendimizi eksen alıp pekâlâ putlar dikebileceğimizi; işin dosdoğru inkârdan değil, kibir ve şirkten başladığını gösteriyor.

Bu minvalde,‘atalarını yücelten’ müşrikleri, kendilerini ‘seçilmiş’ tutan Yahudileri,malı üstünlük vesilesi kılan şükürsüz zenginleri,evlatlarının sayısıyla övünen babaları.. şiddetli tokatlarla uyarırken,İblis’in düştüğü çukura bizim de düşmemizin ne denli muhtemel olduğunu öğretiyor.

Kendimizi, ait olduğumuz aileyi, milliyeti, sosyal sınıfı.. putlaştırma; pis bir nefsanî gurur uğruna Allah’ın mülkünü bölüp parçalama,O’na kusur ve noksan izafe ederek sonuçta tamamen küfre ve isyana düşme tehlikesine dikkat çekiyor.

İlk insan adem’di ve insanlık adem’le başladı; bunu hepimiz biliyoruz.

adem ise bir kul ve peygamberdi;

Onu yaratan Rabbine uyarak yaşadı ,

ne kendini ‘üstün’ gördü, ne de buna göre felsefeler geliştirdi.

‘Üstünlük’ iddiasına dayalı tüm fikir ve ideolojilerin, meselâ milliyetçiliğin, ırkçılığın, sosyalizmin, aristokrasinin, elitizmin, burjuvazinin, sülaleciliğin, halkçılığın, devletçiliğin... ilk adresini bulmak için başka birinin ismini kaydetmek gerekiyor.

Kur’ân, milliyetçiliği de, elitizmi de.. başlatanın, bütün derdi kendini yüceltmekten ibaret olan İblis olduğunu bildiriyor.

10 Haziran 2007 Pazar

Kâinat, onun (asm) duâsına ‘âmin’ diyor

Kâinat, onun (asm) duâsına ‘âmin’ diyor
O Zât (asm), öyle bir hâcet-i âmme için duâ ediyor ki, değil ehl-i arz, belki ehl-i semâvât, belki bütün mevcudât, niyazına, "Evet, yâ Rabbenâ, ver, biz dahi istiyoruz" deyip iştirak ediyorlar.

ON BİRİNCİ REŞHA: Böyle acîb ve muammââlûd şu kâinatın perde-i zâhiriyesi altında, elbette ve elbette böyle acâib bizi bekliyor. Böyle acâibi haber verecek, böyle hârika ve fevkalâde mu'ciznümâ bir zât lâzımdır.Hem, bu zâtın gidişatından görünüyor ki, o, görmüş ve görüyor ve gördüğünü söylüyor. Hem, "Bizi ni'metleriyle perverde eden şu semâvât ve arzın İlâhı, bizden ne istiyor, marziyâtı nedir?" pek sağlam olarak bize ders veriyor.Hem bunlar gibi daha pek çok merakâver, lüzumlu hakàikı ders veren bu zâta karşı herşeyi bırakıp ona koşmak, onu dinlemek lâzım gelirken, ekser insanlara ne olmuş ki, sağır olup kör olmuşlar, belki divâne olmuşlar ki bu hakkı görmüyorlar, bu hakikati işitmiyorlar, anlamıyorlar?ON İKİNCİ REŞHA: İşte şu zât, şu mevcudât Hàlıkının vahdâniyetinin hakkàniyeti derecesinde hak bir bürhan-ı nâtık, bir delil-i sâdık olduğu gibi, haşrin ve saadet-i ebediyenin dahi bir bürhan-ı kàtıı, bir delil-i sâtııdır. Belki, nasıl ki o zât, hidâyetiyle saadet-i ebediyenin sebeb-i husûlü ve vesîle-i vüsûlüdür. Öyle de; duâsıyla, niyazıyla o saadetin sebeb-i vücudu ve vesîle-i icadıdır. Haşir meselesinde geçen şu sırrı, makam münâsebetiyle tekrar ederiz.İşte, bak: O zât öyle bir salât-ı kübrâda duâ ediyor ki, güyâ şu cezîre, belki arz, onun azametli namazıyla namaz kılar, niyaz eder. Bak, hem öyle bir cemaat-i uzmâda niyaz ediyor ki, güyâ benîâdem'in zaman-ı Adem'den asrımıza, Kıyâmete kadar bütün nurânî kâmil insanlar, ona ittibâ ile iktidâ edip duâsına âmin diyorlar.Hem bak, öyle bir hâcet-i âmme için duâ ediyor ki, değil ehl-i arz, belki ehl-i semâvât, belki bütün mevcudât, niyazına, "Evet, yâ Rabbenâ, ver, biz dahi istiyoruz" deyip iştirak ediyorlar.Hem öyle fakirâne, öyle hazinâne, öyle mahbubâne, öyle müştâkàne, öyle tazarrûkârâne niyaz ediyor ki, bütün kâinatı ağlattırıyor, duâsına iştirak ettiriyor.Bak, hem öyle bir maksad, öyle bir gàye için duâ ediyor ki, insanı ve âlemi, belki bütün mahlûkatı esfel-i sâfilînden, sukuttan, kıymetsizlikten, faydasızlıktan âlâ-yı illiyyîne, yani kıymete, bekàya, ulvî vazifeye çıkarıyor.Bak, hem öyle yüksek bir fîzâr-ı istimdâdkârâne ve öyle tatlı bir niyaz-ı istirhamkârâne ile istiyor, yalvarıyor ki, güyâ bütün mevcudâta ve semâvâta ve Arşa işittirip, vecde getirip, duâsına "Âmin, Allahümme âmin" dedirtiyor.Bak, hem öyle Semî, Kerîm bir Kadîr'den, öyle Basîr, Rahîm bir Alîm'den hâcetini istiyor ki, bilmüşâhede en hafî bir zîhayatın en hafî bir hâcetini, bir niyazını görür, işitir, kabul eder, merhamet eder. Çünkü, istediğini--velev lisân-ı hal ile olsun--verir ve öyle bir sûret-i Hakîmâne, Basîrâne, Rahîmânede verir ki, şüphe bırakmaz, bu terbiye ve tedbîr, öyle bir Semî ve Basîr ve öyle bir Kerîm ve Rahîm'e hastır.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s. 217

lügatçe:
Hâcet-i âmme: Umumî ihtiyaç.Muammââlûd: Anlaşılmaz ve bilinmez iş.Perverde: terbiye etme, besleme.Bürhan-ı nâtık: Konuşan delil.Bürhan-ı kàtı: Keskin delil.Delil-i sâtı: Parlak delil.Sebeb-i husûlü: Ortaya çıkmasına sebep.Vesîle-i vüsûlü: Kavuşmaya vesile.Salât-ı kübrâ: En büyük namaz.Cezîre: Yarımada.Fîzâr-ı istimdâdkârâne: Yardım isteyerek inleyip, ağlamak.

Kalblerin mahbubu, akılların muallimi

Kalblerin mahbubu, akılların muallimi
Bak, (Hz. Peygamber) değil zâhirî bir tasallut, belki akılları, ruhları, kalbleri, nefisleri feth ve teshîr ediyor. Mahbub-u kulûb, muallim-i ukùl, mürebbî-i nüfûs, sultan-ı ervâh oldu.

YEDİNCİ REŞHA: İşte, bak: Şu cezîre-i vâsiada vahşî ve âdetlerine mutaassıb ve inatçı muhtelif akvâmı, ne çabuk âdât ve ahlâk-ı seyyie-i vahşiyânelerini def'aten kal' ve ref' ederek bütün ahlâk-ı hasene ile teçhiz edip bütün âleme muallim ve medenî ümeme üstad eyledi. Bak, değil zâhirî bir tasallut, belki akılları, ruhları, kalbleri, nefisleri feth ve teshîr ediyor. Mahbub-u kulûb, muallim-i ukùl, mürebbî-i nüfûs, sultan-ı ervâh oldu.SEKİZİNCİ REŞHA: Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, küçük bir kavimde büyük bir hâkim, büyük bir himmetle ancak dâimî kaldırabilir. Halbuki, bak, bu zât büyük ve çok âdetleri, hem inatçı, mutaassıb büyük kavimlerden zâhirî küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda ref' edip, yerlerine öyle secâyâ-i âliyeyi--ki, dem ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak--vaz' ve tesbit eyliyor. Bunun gibi daha pek hârika icraatı yapıyor.İşte, şu Asr-ı Saadeti görmeyenlere Cezîretü'l-Arabı gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzer feylesofu alsınlar, oraya gitsinler, yüz sene çalışsınlar. O zâtın, o zamana nisbeten bir senede yaptığının yüzden birisini, acaba yapabilirler mi?DOKUZUNCU REŞHA: Hem, bilirsin, küçük bir adam, küçük bir haysiyetle, küçük bir cemaatte, küçük bir meselede, münâzaralı bir dâvâda hicabsız, pervâsız, küçük fakat hacâletâver bir yalanı, düşmanları yanında, hilesini hissettirmeyecek derecede teessür ve telâş göstermeden söyleyemez.Şimdi bak bu zâta: Şek büyük bir vazifede, pek büyük bir vazifedar; pek büyük bir haysiyetle, pek büyük emniyete muhtaç bir halde, pek büyük bir cemaatte, pek büyük husûmet karşısında, pek büyük meselelerde, pek büyük dâvâda, pek büyük bir serbestiyetle, bilâpervâ, bilâtereddüt, bilâhicab, telâşsız, samimi bir safvetle, büyük bir ciddiyetle, hasımlarının damarlarına dokunduracak şedid, ulvî bir sûrette söylediği sözlerinde hiç hilâf bulunabilir mi? Hiç hile karışması mümkün müdür? Kellâ! “O ancak kendisine vahyolunanı söyler.” (Necm Sûresi: 4.)Evet, hak aldatmaz, hakikatbîn aldanmaz. Hak olan mesleği hileden müstağnîdir; hakikatbînin gözüne hayalin ne haddi var ki hakikat görünsün, aldatsın.ONUNCU REŞHA: İşte bak: Ne kadar merakâver, ne kadar câzibedar, ne kadar lüzumlu, ne kadar dehşetli hakàikı gösterir ve mesâili ispat eder. Bilirsin ki, en ziyâde insanı tahrik eden meraktır. Hattâ, eğer sana denilse, "Yarı ömrünü, yarı malını versen, Kamerden ve Müşteriden biri gelir, Kamerde ve Müşteride ne var, ne yok, ahvâlini sana haber verecek. Hem doğru olarak senin istikbâlini ve başına ne geleceğini doğru olarak haber verecek"; merakın varsa, vereceksin.Halbuki, şu zât öyle bir Sultanın ahbârını söylüyor ki, memleketinde Kamer, bir sinek gibi, bir pervâne etrafında döner. O Arz olan o pervâne ise, bir lâmba etrafında pervâz eder; ve o güneş olan lâmba ise, o Sultanın binler menzillerinden bir misafirhânesinde binler misbahlar içinde bir lâmbasıdır.Hem öyle acâib bir âlemden hakiki olarak bahsediyor ve öyle bir inkılâbdan haber veriyor ki, binler küre-i arz bomba olsa, patlasalar, o kadar acîb olmaz. Bak, onun lisânında “Güneş dürülüp toplandığında. (Tekvir Sûresi: 1.) • Gök yarıldığı zaman. (İnfitar Sûresi: 1.) • Çarpacak olan felâket. (Kâria Sûresi: 1.)” gibi sûreleri işit.Hem öyle bir istikbâlden doğru olarak haber veriyor ki, şu dünyevî istikbâl ona nisbeten bir katre serap hükmündedir. Hem, öyle bir saadetten pek ciddi olarak haber veriyor ki, bütün saadet-i dünyeviye, ona nisbeten bir berk-i zâilin bir şems-i sermede nisbeti gibidir.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s.216

lügatçe:
Feth: Açma.Teshîr: Boyun eğdirme, hizmet ettirme.Mahbub-u kulûb: Kalplerin sevgilisi.Muallim-i ukùl: Akılların öğretmeni.Mürebbî-i nüfûs: Nefislerin terbiyecisi.Sultan-ı ervâh: Ruhların sultanı.Cezîre-i vâsia: Geniş yarımada.Secâyâ-i âliye: Yüksek seciye ve karakterler.Cezîretü'l-Arab: Arap yarımadası.Bilâpervâ: Çekinmeden, korkmadan.Hakikatbîn: Hakikati gören.Müstağnî: Muhtaç olmayan.Müşteri: Jüpiter.Ahbâr: Haberler.

Onun (asm) nuru şarktan garbı tuttu

Onun (asm) nuru şarktan garbı tuttu

Nasıl berk-i hâtif gibi, onun nuru şarktan garbı tuttu. Ve nısf-ı arz ve hums-u beşer onun hediye-i hidâyetini kabul edip hırz-ı cân etti. Bizim nefis ve şeytanımıza ne oluyor ki, böyle bir zâtın bütün dâvâlarının esası olan Lâ ilâhe illallah'ı, bütün merâtibiyle beraber kabul etmesin?

ÜÇÜNCÜ REŞHA: Eğer istersen gel, Asr-ı Saadete, Cezîretü'l-Araba gideriz. Hayalen olsun onu vazife başında görüp ziyâret ederiz. İşte bak:Hüsn-ü sîret ve cemâl-i sûret ile mümtaz bir zâtı görüyoruz ki, elinde mu'ciznümâ bir kitap, lisânında hakàikâşinâ bir hitâb, bütün benîâdem'e, belki cin ve inse ve meleğe, belki bütün mevcudâta karşı bir hutbe-i ezeliyeyi tebliğ ediyor. Sırr-ı hilkat-i âlem olan muammâ-i acîbânesini hall ve şerh edip ve sırr-ı kâinat olan tılsım-ı muğlâkını feth ve keşfederek, bütün mevcudâttan sorulan, bütün ukûlü hayret içinde meşgul eden üç müşkül ve müthiş suâl-i azîm olan "Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?" suâllerine muknî, makbul cevap verir.DÖRDÜNCÜ REŞHA: Bak, öyle bir ziyâ-i hakikat neşreder ki, eğer onun o nurânî daire-i hakikat-i irşâdından hariç bir sûrette kâinata baksan, elbette kâinatın şeklini bir mâtemhâne-i umumi hükmünde ve mevcudâtı birbirine ecnebî, belki düşman ve câmidâtı dehşetli cenazeler ve bütün zevi'l-hayatı zevâl ve firâkın sillesiyle ağlayan yetimler hükmünde görürsün.Şimdi bak, onun neşrettiği nur ile, mâtemhâne-i umumi, şevk u cezbe içinde bir zikirhâneye inkılâb etti. O ecnebî, düşman mevcudât, birer dost ve kardeş şekline girdi. O câmidât-ı meyyite-i sâmite, birer mûnis memur, birer musahhar hizmetkâr vaziyetini aldı. Ve o ağlayıcı ve şekvâ edici, kimsesiz yetimler, birer tesbih içinde zâkir veya vazife paydosundan şâkir sûretine girdi.BEŞİNCİ REŞHA: Hem o nur ile; kâinattaki harekât, tenevvüât, tebeddülât, tegayyürât, mânâsızlıktan ve abesiyetten ve tesadüf oyuncaklığından çıkıp, birer mektubât-ı Rabbâniye, birer sahife-i âyât-ı tekviniye, birer merâyâ-i esmâ-i İlâhiye ve âlem dahi birer kitâb-ı hikmet-i Samedâniye mertebesine çıktılar.Hem, insanı bütün hayvanâtın mâdununa düşüren hadsiz zaaf ve aczi, fakr ve ihtiyacâtı ve bütün hayvanlardan daha bedbaht eden, vâsıta-i nakl-i hüzün ve elem ve gam olan aklı o nur ile nurlandığı vakit, insan bütün hayvanât, bütün mahlûkat üstüne çıkar. O nurlanmış acz, fakr, akılla niyaz ile nâzenin bir sultan ve fîzâr ile nazdar bir halîfe-i zemin olur. Demek, o nur olmazsa, kâinat da, insan da, hattâ herşey dahi hiçe iner. Evet, elbette böyle bedî bir kâinatta, böyle bir zât lâzımdır; yoksa, kâinat ve eflâk olmamalıdır.ALTINCI REŞHA: İşte o zât, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihâyenin kâşifi ve ilâncısı ve saltanat-ı Rubûbiyetin mehâsininin dellâlı, seyircisi ve künûz-u esmâ-i İlâhiyenin keşşâfı, göstericisi olduğundan, böyle baksan, yani ubûdiyeti cihetiyle, onu bir misâl-i muhabbet, bir timsâl-i rahmet, bir şeref-i insaniyet, en nurânî bir semere-i şecere-i hilkat göreceksin; şöyle baksan, yani risâleti cihetiyle, bir bürhan-ı Hak, bir sirâc-ı hakikat, bir şems-i hidâyet, bir vesîle-i saadet görürsün.İşte, bak: Nasıl berk-i hâtif gibi, onun nuru şarktan garbı tuttu. Ve nısf-ı arz ve hums-u beşer onun hediye-i hidâyetini kabul edip hırz-ı cân etti. Bizim nefis ve şeytanımıza ne oluyor ki, böyle bir zâtın bütün dâvâlarının esası olan Lâ ilâhe illallah'ı, bütün merâtibiyle beraber kabul etmesin?Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s.215

lügatçe:
Berk-i hâtif: Birden görünüp, kaybolan pırıltı, şimşek.Nısf-ı arz: Yeryüzünün yarısı.Hums-u beşer: İnsanlığın beşte biri.Hırz-ı cân: Bağrına basıp canı gibi korumak.Cezîretü'l-Arab: Arap yarımadası.Hüsn-ü sîret: Ahlâk güzelliğiCemâl-i sûret: Fizikî güzellik.Muammâ-i acîbâne: Hayret verici, anlaşılmaz ve bilinmeyen iş.Tılsım-ı muğlâk: Anlaşılması zor, kapalı gizli şey.Câmidât-ı meyyite-i sâmite: Suskun, ölü ve cansız varlıklar.Merâyâ-i esmâ-i İlâhiye: Allah’ın isimlerinin tecellî ettiği aynalar.Künûz-u esmâ-i İlâhiye: Allah’ın isimlerinin hazineleri.Keşşâf: Keşfedici.

Peygamberimizin en büyük mu'cizelerinden biri ‘kendi zâtı’dır

Peygamberimizin en büyük mu'cizelerinden biri ‘kendi zâtı’dır

Mu’cize-i Muhammedî, ayn-ı Muhammed'dir (a.s.m.)
Zat-ı Zülcelâl ona demiş: ‘Ve inneke le alâ hulikin azîm" (Ve hiç şüphesiz ki sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin. / Kalem Sûresi: 4)Bütün ümmet, hatta düşmanları da dahil olduğu halde, icma etmişler ki; bütün ahlâk-ı haseneye câmidir.Nübüvvetten evvel, ondaki ahlâk-ı hamîdenin kemâline tercüman olan 'Muhammedü'l-Emîn' ünvanıyla iştihar etmiştir.Hazret-i Âişe (r.a.) her vakit derdi: 'Hulukuhü'l-Kur'ân” (Onun ahlâkı Kur'ân’dı). Demek Kur'ân'ın tazammun ettiği bütün ahlâk-ı haseneye câmi idi.İşte o zât-ı kerimde icmâ-i ümmetle, tevatür-ü manevî-i kat'î ile sabittir ki:İnsanların sîreten ve sûreten en cemîli ve en halîmi ve en sâbiri ve en şâkiri ve en zâhidi ve en mütevâzıı ve en afîfi ve en cevâdı ve kerîmi ve en rahîmi ve en âdili; herkesten ziyade mürüvvet, vakar, afüvv, sıhhat-i fehm, şefkat gibi ne kadar secâyâ-yı âliye varsa, en mükemmel bir fihriste-i nurânîsidir.Bunların içindeki nokta-i icaz şudur ki:Ahlâk-ı hasene çendan birbirine mübayin değil; fakat derece-i kemâlde birbirine müzahemet eder. Biri galebe çalsa, öteki zaifleşir. Meselâ:Kemâl-i hilm ile kemâl-i şecaat; hem kemâl-i tevazu ile kemâl-i şehamet; hem kemâl-i adalet ile kemâl-i merhamet ve mürüvvet; hem tam iktisad ve itidal ile tamam-ı kerem ve sehavet; hem gayet vakar ile niyahet haya; hem gayet şefkat ile nihayet el-buğz-u fillah; hem gayet afüvv ile nihayet izzet-i nefs; hem gayet tevekkül ile nihayet içtihad gibi mecâmi-i ahlâk-ı mütezahime, birden derece-i âliyede, bir zatta içtimaı, müzayakasız inkişafları mucizelerin mucizesidir. (Şuaât, Marifetü'n-Nebî)

Rabbimizi tarif eden büyük muarrif: Hz. Muhammed (asm)

Rabbimizi tarif eden büyük muarrif: Hz. Muhammed (asm)
Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medîne bir minber; o bürhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imâna imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyâya reis, bütün evliyâya seyyid, bütün enbiyâ ve evliyâdan mürekkeb bir halka-i zikrin serzakiri..

On Dört Reşahâtı tazammun eden On Dördüncü Lem'a’nın;BİRİNCİ REŞHASI: Rabbimizi bize tarif eden üç büyük küllî muarrif var. Birisi şu kitâb-ı kâinattır ki, bir nebze, şehâdetini on üç lem'a ile, Arabî Nur Risâlesinden On Üçüncü Dersten işittik; birisi şu kitâb-ı kebîrin âyet-i kübrâsı olan Hâtemü'l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmdır; biri de Kur'ân-ı Azîmüşşandır. Şimdi, şu ikinci bürhan-ı nâtıkı olan Hâtemü'l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımalıyız, dinlemeliyiz.Evet, o bürhanın şahs-ı mânevîsine bak:Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medîne bir minber; o bürhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imâna imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyâya reis, bütün evliyâya seyyid, bütün enbiyâ ve evliyâdan mürekkeb bir halka-i zikrin serzakiri; bütün enbiyâ hayattar kökleri, bütün evliyâ tarâvettar semereleri bir şecere-i nurâniyedir ki, herbir dâvâsını, mu'cizâtlarına istinad eden bütün enbiyâ ve kerâmetlerine itimad eden bütün evliyâ tasdik edip imza ediyorlar. Zîrâ, o Lâ ilâhe illallah der, dâvâ eder. Bütün sağ ve sol, yani mâzi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nurânî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icmâ ile mânen “Doğru dedin ve söylediğin haktır” derler.Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesapsız imzalarla teyid edilen bir müddeâya parmak karıştırsın.İKİNCİ REŞHA: O nurânî bürhan-ı tevhid, nasıl ki iki cenâhın icmâ ve tevâtürüyle teyid ediliyor; öyle de, Tevrat ve İncil gibi kütüb-ü semâviyenin(Hâşiye) yüzler işârâtı ve irhâsâtın binler rumuzâtı ve hâtiflerin meşhur beşârâtı ve kâhinlerin mütevâtir şehâdâtı ve Şakk-ı Kamer gibi binler mu'cizâtının delâlâtı ve Şeriatın hakkàniyeti ile teyid ve tasdik ettikleri gibi, zâtında gayet kemâldeki ahlâk-ı hamîdesi ve vazifesinde nihayet hüsnündeki secâyâ-i gàliyesi ve kemâl-i emniyeti ve kuvvet-i imânını ve gayet itminânını ve nihayet vüsûkunu gösteren fevkalâde takvâsı, fevkalâde ubûdiyeti, fevkalâde ciddiyeti, fevkalâde metâneti; dâvâsında nihayet derecede sâdık olduğunu güneş gibi âşikâre gösteriyor.Hâşiye: Hüseyin-i Cisrî "Risâle-i Hamidiye"sinde yüz on dört işârâtı o kitaplardan çıkarmıştır. Tahriften sonra bu kadar bulunsa, elbette daha evvel çok tasrihât varmış.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s.214

Lügatçe:
Muarrif: Tarif edici.Kitâb-ı kebîr: Büyük kâinat kitabı.Âyet-i kübrâ: Büyük âyet.Hâtemü'l-Enbiyâ: Peygamberlerin sonuncusu.Bürhan-ı nâtık: Konuşan delil.İrhâsât: Peygamberimiz (asm) üzerinde peygamberlikten önce görünen harikulade haller.Hâtif: Gaybdan doğru haber veren cinler.Beşârât: Müjdeler.Kâhin: Gelecekten haber verdiği söylenen kişi, falcı.Şakk-ı Kamer: Peygamber Efendimizin işaret parmağıyla Ay’ı ikiye bölmesi mu’cizesi.

*

Uğruna âlemlerin yaratıldığı dua


Uğruna âlemlerin yaratıldığı dua
Her varlık dua eder.
Bir tohum dua eder ve der:
“Yâ Rab! Kendi sınırlı ve dar istidatlarımla senin bir isminin tecellisine mazhar olmak istiyorum. İçimdeki gizli hazineleri, san’atları şuur sahibi varlıkların gözlerine sunmak istiyorum. Bana güç ver. Sümbüllenip çiçekler açmama imkân ver.”
Bu dua öylesine içten, öylesine ihlâslı bir duadır ki, o duanın kabulüyle toprak ve topraktaki sayısız mineraller tohumun emrine amade kılınır. Bulutlar belki binlerce kilometre ötelerden o küçücük tohuma su yetiştirmek için koşturulur. Koskoca güneş, sıcaklığı ile sanki o tohuma itaatkâr bir hizmetçi yapılır.
Her şeyi eksiksiz ve en mükemmel şekilde Yaratan Allah, bu duayı ezelî ilmiyle bilir ve kübulünün bir göstergesi olarak güneşi, dünyayı, toprağı, havayı, kısacası tohumun sümbüllenebilmesi için kâinattaki her şeyi onun hizmetine koşturur.
Bir arı yumurtasından çıkar çıkmaz öyle içten, öyle ihlâslı dua eder ve der ki:
“Yâ Rabbi! Bana verdiğin bal yapma görevimi hakkıyla yerine getirebilmem için bana sayısız çeşit ve güzellikteki çiçeklerin dolduğu bahçeler ver. Yeryüzünü benim için çiçeklerle donat. Her bir çiçekten bal özlerini toplamam, geriye kovanıma şaşırmadan dönebilmem ve topladığım bal özleriyle tadı ve lezzeti benzersiz bal yapmamı nasip eyle!”
Ezel ve Ebed Sultan’ı olan Cenab-ı Mevlâ, o küçük arının o kâinat büyüklüğü ve değerindeki duasını işitir, karşılığını en mükemmel şekilde verir, âdeta her bir arıya bir dünya bağışlanır.
İşte bu şekilde dünya üzerindeki her bir varlığık kendi hâl diliyle dualar eder; her an ve her saniye yapılan dualara cevaplar verilir. O dualarda istenenleri fazlasıyla ikram ve ihsan edilir.
Çünkü her şeyin sahibi, hâkimi olan, istediğini istediği şekilde yaratan Allah, aynı zamanda bütün dualara cevap verir. Hikmetine uygun şekilde yapılan duayı kabul eder, küçük olsun büyük olsun, kolay olsun zor olsun, hiçbir fark olmaksızın mutlaka karşılığını verir.
Bir çekirdeğin duasını ancak Allah işitebilir ve o duaya cevap verebilir.
Bir arının neler istediğini ancak Allah duyabilir ve duasının karşılığını verebilir.
Bir çekirdeğin, bir arının duasını kabul edip, onların emrine koca koca küreleri, yeri ve göğü verebilen Allah, iman şuuruyla dua eden mü’min kullarınının istek ve taleplerini elbette duyacak ve cevap verecektir.
Aslında dua bu açıdan kâinatın ve varlıkların da yaratılış sebebidir. Çünkü insan sonsuz acz ve fakirlik özellikleriyle donatılmıştır. Sahip olduğu her şeyi sınırlıdır. Sınırlı olduğu için de, ihtiyaçları hadsizdir. Eksik olan, ihtiyaç duyduğu şeyleri de ancak herşeye gücü yeten, her şeyi kudreti altında dilediği şekilde yöneten Allah’tan isteyecektir.
Bir çekirdeğin ve bir arının dualarını kabul eden Allah, insan gibi en güzel ve en mükemmel yaratılışa sahip olan insanın dualarına da mutlaka cevap verecektir.
En küçük bir varlığın ihtiyaçlarını kolaylıkla yaratan, yoktan var eden Allah, varlıkların en büyüğü, en üstünü, en yücesi, en sevgilisi olan Resûl-ü Ekrem’in (a.s.m.) dualarını kabul edecek ve ne istiyorsa onu verecektir.
Çünkü bütün varlıkların, bütün kâinatın Mâliki olan Allah kâinattaki her icraatında sonsuz merhamet, rahmet ve şefkate sahiptir. En küçüğünden en büyüğüne kadar bu hakikat kendisini gösterir.
Peki, o büyük ve Rabbi katında en yüce makâma sahip olan Hz. Muhammed’in (a.s.m.) en büyük duası nedir?
Bediüzzaman Sözler isimli eserinde yer alan Onuncu Söz’de “Ey nefsimle beraber beni dinleyen arkadaş!” der ve içinde yaşanan zaman diliminden gerilere doğru yolculuğa çıkmaya, fikren ve düşünce yoluyla Asr-ı Saadete, Arap Yarımadasına gitmeye davet eder.
Bu seyahatin sonunda bütün âlemlerin fahri, övünç kaynağı; bütün âlemleri yaratan Allah’ın en sevgili kulu vardır.
Bu seyahatin sonunda Resûlüllah (a.s.m.) vardır.
O zât ki (a.s.m.) getirdiği hidayet yoluyla ebedî ve sonsuz saadetin yaşanacağı Cennet hayatının varlık sebebi, bu güzel neticeye ulaşma vesilesi olmuştur.
O zât ki (a.s.m.) kulluğun en zirve noktasında, öylesine büyük ve yüksek seviyede bir namaza durmuştur. O Yüceler Yücesine edâ ettiği ibadette Arap yarımadasındaki, hattâ bütün dünyadaki tüm varlıklar ona tabi olmuşlardır. Daha da geniş dairede, geçmiş ve geleceği de kuşatan bir makamda, Hz. Âdem’den (a.s.m.) kıyamete kadar gelecek tüm iman edenler, bütün nuranî ve kâmil insanlar onun imamlığında saf tutmuşlar, ona tabi olmuşlardır. O büyük namazda olduğu gibi, onun (a.s.m.) yaptığı dualara, niyazlara ve yakarışlarına hep birlikte “âmin” demişlerdir.
Onun (a.s.m.) duasında bütün insanların bekâsı vardır. Onun (a.s.m.) duasında sadece insanların değil canlı cansız tüm varlıkların, semâvât ehli nuranî varlıkların, mânevî âlemlerdeki her şeyin ortak duası olan sonsuz saadete ulaşma, İlahî rızâya nail olma niyazı vardır. Onun (a.s.m.) duasına bütün varlıklar halleri ve dilleri ile katılmakta, “Yâ Rabbenâ! Ver, duasını kabul et, biz de istiyoruz” demektedirler.
O (a.s.m.), öylesine içten, öylesine kalpten, öylesine hazinâne, müştakane, tazarrû ve niyaz ile dua etmektedir ki, bütün kâinat gözyaşlarıyla kendilerinden geçip duasının kelimelerine kadar iştirak etmekte, katılmaktadır.
O (a.s.m.) öylesine yüce bir maksat, öylesine yüksek bir gaye için saadet isteyip dua etmektedir ki, bu dua hürmetine bütün varlıklar hiçlik ve yokluk karanlıklarına yuvarlanmaktan kurtulmuşlardır. Kıymetsizlikten, faydasızlıktan, abesiyetten sıyrılıp en yüce makamlara ve derecelere yükselebilme, sonsuzluğa kavuşma, en ulvî vazife ve görevlere lâyık olabilme nimetine kavuşmuşlardır. Daha da önemlisi birer İlahî mektup olma liyakatine nail olmuşlardır.
O (a.s.m.) öylesine her şeyi işiten, en basit bir varlığın dahi hal diliyle yaptığı duaları işiten bir Semî’den, sonsuz ve sınırsız cömertlik sahibi Kerîmden, istediğini dilediği şekilde yaratan Kadîr’den, her şeyi gören, onun nazarında hiçbir şeyin gizli kalmadığı Basîr’den, hudutsuz ilmi ile her şeyi bilen, bilgisinden en küçük bir şeyin dahi hariç olmadığı Alîm’den istemektedir.
Bir karıncanın veya deniz dibindeki bir canlının dahi isteklerini, en gizli arzularını ve niyazlarını görüp işiten, kabul eden, merhamet eden, dualarının karşılığını veren Allah, böylesine sevgili, böylesine değer ve yücelik sahibi, böylesine önemli bir duaya, niyaza ve yakarışa mutlaka cevap verecek, kabul edecektir.
Üstelik o zât (a.s.m.), kendisi için değil, ümmeti için ister. O zât (a.s.m.), geçmiş ve gelecek tüm insanlık adına ister. O zât (a.s.m.), bekâ istiyor, Cennet ister. Üstelik, her biri birer ayna hükmünde olan varlıklar üzerinde yansıyan sonsuz güzellikteki İlahî isim ve sıfatlar ile birlikte, onlar hürmetine ister.
Eğer âhireti ve sonsuz saadet ve mutluluğun diyarı olan Cennetin varlığını gerektiren sayısız sebepler olmasaydı bile, sadece O zâtın (a.s.m.) bu tek duası, âhiret âlemlerinin, özellikle Cennetin binası ve kurulması için yeterli gerekçe olacaktır.
Evet, bir bahar mevsiminde âdetâ ölen ve beyaz kefenlere bürünen yeryüzünü bir mahşer meydanına çeviren, sayısız haşir ve yeniden diriltme örneklerini sergileyen, sürekli yaratan ve yenileyen sonsuz Kudret sahibi Allah için Cennet’i yaratmak son derece kolaydır. O’nun için en küçük şeyin yaratılmasıyla en büyük varlık ve âlemlerin yaratılması arasında kolaylık-zorluk diye bir ayırım söz konusu değildir.
O zât (a.s.m.) için tüm âlemleri yaratan, akılları hayret ve şaşkınlık içinde bırakacak mükemmellikte sayısız varlıkları, yine sınırsız mükemmellikteki bir nizâm ve düzenle var eden, her bir varlıkta kusursuz san’atlarını icrâ eden Allah için, O en sevgili kulunun yaptığı duaya icabet etmemek gibi bir çirkinliği, merhametsizliği ve intizamsızlığı kesinlikle kabul etmez.
Aksini düşünmek abestir. Böylesi nihayetsiz ve sınırsız güzelliğe böylesi bir çirkinlik yakışmaz. Hâşâ ve kellâ, yüzbin defa hâşâ!
Sonuç olarak, bütün varlık âlemlerinin yaratılma sebeplerinin başında kulluk, ibadet ve dua gelir. Başta bütün insanlık, sonra insanlık içindeki bütün Müslümanlar ve bütün Müslümanların başında bulunan Hz. Muhammed’in (a.s.m.) muazzam duası, âlemlerin yaratılma sebebidir. Yani, bütün âlemlerin yaratıcısı olan Allah, Habibi Muhammed’in (a.s.m.) istikbalde insanlık namına, belki bütün varlıklar hesabına bir sonsuz saadet ve mutluluğa ulaşmak, sonsuz güzellik ve mükemmellikte olan İlahî isimlerin tecellîlerine mazhar olmak için yapacağı duayı işitmiş, kabul etmiş, bütün varlıkları, hattâ ebedî saadet yurdu olan Cenneti yaratmıştır.1
Resul-ü Ekrem (a.s.m.) risalet ve elçilik vazifesiyle dünyanın kapısını açmaya vesile olduğu gibi, kulluğu ve duasıyla ebedî âhiret kapılarının, sonsuz mutluluk diyarlarının açılmasına da vesile olacaktır.

5 Haziran 2007 Salı

Bir konuda ihtilaf var ise nasıl çözülür?

Soru:Bir konuda ihtilaf var ise nasıl çözülür?

Cevap:Evvela; Allah"ın kitabına müracaat edilir; yoksa peygamberlere
ve sünnetlerine müracaat edilir; yoksa bilginlere ve yazdıkları
eserlere ve içtihatlarına müracaat edilir;
yoksa kendi aklınıza müracaat ediniz. Kesinlikle şeytana ve nefsinize müracaat etmeyiniz

Elbette ki;Allah"ın kitabı;bir tıb veya cebir kitabı değildir.Fakat
hiç tıbtan ve cebirden bahsetmiyor da değildir.Peygamber;tıp doktoru
değildir,ama tedavi ettiği hastalarda olmamış değildir.Hiçbir
peygamber; ben her şeyi bilirim demez.Allah bildirmedikçe hiç kimse
bir şey bilemez.Fakat bir peygamber herhangi bir kişide değildir.Sen
bir zerre isen;o bir güneştir.

Mesela;Ululazm bir peygamber olan Hz.İsa"nın;ölüleri diriltmesi,
doğuştan görmeyenin gözünü tam olarak açması mucizelerine; daha tıp
ilmi yetişememiştir.Sakın yanlış anlama; yetişemez demiyoruz, haydi
tıp alimleri sizde buna yetişebilirseniz,yetişin diyoruz, yeni
keşiflere koşun diyoruz.

İlim adamlarının fikirlerine ve eserlerinede ihtiyaç yoktur demek
yanlış olur. Kendi aklınızı kullanmamak da hiç akıl karı değildir. İş
ehline verilmelidir.Hasta olduğunuz zaman doktora, yazı yazmayı ve
okumayı öğrenmek için okula, dini meselelerde ise diyanete gitmek
gerektir.

HULASA :


Allah; birdir, herşey O"na muhtaçtır. Ne bir başkası Allah'ı
yaratmıştır. Ne de Allah'ın bir çocuğu vardır.Allah'ın; eşi, benzeri
ve ortağı yoktur.Hz.Muhammed;Allah"ın;Habibi, son peygamberi;Kuran-ı
Kerim ise;Hak bir kitabı, ins ve cinnin hakiki bir mürşidi ve Nurudur.

Ruh nedir,nefis nedir?Ben;neyim?Ölümün hakikatı nedir?

Soru: Ruh nedir,nefis nedir?Ben;neyim?Ölümün hakikatı nedir?

Cevap:İnsan;ruh ve bedenin birlikteliği.Mana ve maddenin bileşimi.Şoförü ve kaptanı olan; bir araba,bir gemi veya bir uçaktır.Ruhinsanın aslıdır,kendisidir.Mahiyeti;can"ı,nefsi olan; göz,kulak,kalb,sır, akıl, irade,sorumluluk sahibi,ölümsüz; bir kanundur. Mesela;Yerçekimi kanunu gibi.Ama yerçekimi kanununun yukarda belirtilenvasıfları yoktur.

Ruh"un; dünyadaki işleri yapabilmesi için; elbisesi,evi,sarayı,bineği
mahiyetinde olan bedene ihtiyacı vardır.Ruh; beden sarayının
efendisidir.

Nefs ise bu sarayın bekçisidir,hizmetçisidir.Bedendeki kuvve-i şehvet
ve gadabiyet merkezidir. Mesela;iç alemde;kandaki alyuvarlar vücuda
gelen besinleri alır, akyuvarlar ise zararlı mikropları öldürür.Dış
alemde ise insanın ağzı,dişi besinleri alır,kolu bacağı,kafası
kendisine saldıran düşmanı def eder.

Aynen bu misallerde de görüleceği üzere sarayın bekçisi olan nefsin
vazifesi; bedeni korumak ve bedenin levazımatını tedarik etmek ve
efendisi olan Ruh"a hizmet etmektir

Bedene helal rızk vermek gerektir.Mesela;arabanız benzinli ise mazot
alırsanız yolda kalır motoru bozarsınız,şayet jet benzini alırsanız da
sizi uçurur ve kazaya sebep olabilirsiniz.Helal rızk keyfe
kafidir.Arabanın fabrikasyon ayarlarını, yani Allah"ın yarattığı;
bedenin sıhhatini ve ruhun saflığını bozmamak elzem ve gereklidir.

Mesela;Vücuda;İçki ve uyuşturucu madde almamak gerektir.Bu hem aklı
iptal eder,hem de sizi sorumluluktan kurtarmaz ve hem de işlediğiniz
suçtan dolayı da aynı cezayı alırsınız ve indirim sebebi olmadığı
gibi, verdiğiniz maddi ve manevi zararlarda sizden tazmin edilir.

Nefsi; kullanmak,korumak,dizginlemek, terbiye etmek gerektir.Yoksa
bineğiniz olan nefsi öldürmek hem akıl karı değildir.Hemde intihar
demek olur ki, kesinlikle yasaktır.Nefsin dizginleri,daima ruhun
elinde olmalı,gerektiğinde çekmeli,gerektiğinde gevşetmeli,ama hiçbir
zaman dizgini bırakmamalıdır.

Bedenimizin hücreleri her altı ayda bir yenilenmekte.Yani her altı
ayda bir;ruh;elbisesini değiştirmekte yeni bir cehreye
bürünmektedir.Bunu yeni doğmuş çocuklarda veya muhtelif yaşlardaki
resimlerinizi karşılaştırarak;ibret ile izleyebilirsiniz.Ama siz
değişmezsiniz.

Akıl ise; Ruh"un müsteşarı yani akıl hocası,yol gösteren bir deniz
feneridir.Ruh"a yol gösteren bir Nur"dur.Kuran-ı Kerim ise, manevi bir
güneş,bir mürşid, bitmez ve tükenmez bir bilgi hazinesidir.

Ey deniz feneri hükmünde olan aklına ve mercimek büyüklüğündeki
hafızasına güvenen ve iki küçücük hücreden yaratılmış insan;haddini
bil ve hem Allah"ına şükret ve güven ve hem de Allah"dan her zaman
kork ve tedbirini al.

Ruh ise; beden gemisinin kaptanıdır.Mesela bir ülke düşünelim.Ruh o
ülkenin reis-i cumhuru, akıl veziri ,nefs ise kuvve-i gadabiye olan
ordusu ve kuvve-i şeheviyesi olan hazinesidir. Bir ülke; hazinesi
dolu,ordusu güçlü ve yöneticileri akıllı ise; ilelebed payidar
kalabilir.Bir insan da ne kadar zeki,güçlü ve zengin ise hem hayatını
güzel bir biçimde idame ettirebilir hem başkalarına yardım
edebilir,hemde başkalarına bar ve yük olmaz.

Ruh; katiyyen Baki"dir,yani ölümsüzdür.Fakat bu Baki"lik bizatihi
değil;Allah, öyle takdir ettiği ve istediği içindir.

Ey insanlar ve cinler; baki bir aleme gideceksiniz, o halde hazırlıklı
olun. Ölüm, ruhun bedenden ayrılması; daha önce vefat etmiş olan
sevgili anne ve babanızın ve çocuklarınızın ve sevgilinizin ve
sevdiklerinizin yanına gitmektir.

Mesela ;bir şoför nasıl aracından inince araba hiçbir işe yaramaz
ise,ruh"ta beden aracından inince, beden hiçbir işe yaramaz.Kabre
konan bedendir.

*Sen ise; ruh"sun.Sen bu beden sarayının Aziz bir Sultanı,bu kainat
sarayının; nazenin, nazlı,güzel bir gülüsün.*

Mesela;rüyada o korkuyu veya o sevinci hisseden,kalp gözünüz ile çok
şeyleri gören sizsiniz. Şayet siz beden; olsa idiniz gözleriniz uykuda
kapalı hiçbir şey görememeniz ve yeriniz sabit olduğundan, hiçbir şey
yapamamanız ve hiçbir yere gidememeniz gerekirdi

Ruh bedenden ayrılınca; berzah alemine gitmektedir. Ölüm yokluk ve
hiçlik değildir.Kim yok olmak ister ki,Ezeli ve Ebedi, bir ve tek
olan Allah"ın sevgili mahlukatı da ebedi olmalıdır. Fakat mahlukatın
ebediliği bizatihi değil, Allah"ın dilemesiyledir.

Ey Aziz insan;bir peygamber soyundan geldiğini hiçbir zaman unutma.

Ey insanlar ve cinler;yok olmamak, ebedi yaşamak, baki bir cennete
girmek,her arzunuzun yerine getirilmesini ve güzeller güzeli,kusursuz
ve tek olan Allah'ı görmek istemezmisiniz

Ey sevgili ruh,bunun için Allah'a şükretmeli ve iman etmeli ve Hak
sahibine veya mirascısına hakkını vermeli ve tövbe etmeli;Allah"ın tüm
emir ve yasaklarına eksiksiz uymalı değilmisin!