5 Haziran 2007 Salı

ALLAH

ALLAH;
Bir zaman gayet zengin bir ressam,sadece takdir edilmek amacıyla birresim sergisi açmış. Fakat sahnenin gerisinde durmuş, kendisinikonuklara göstermemiş.Konuklara her türlü ikramı yapmış.Sergiyi gezenmisafirler,harika resimlere bakmışlar,ne kadar güzel resimler diyerekaralarında konuşurlarken, birisi, ressamı göremediği için; "acaba buharika resimleri kim yapmıştır?" diye bir soru ortaya atmış.

Bir kısım insanlar;bu resimler "kendi kendine" olmuştur demişler.

Bir kısım insanlar; resimleri "tabiat kanunlarının" yaptığını iddiaetmişler

Bir kısım insanlar ise; resmi meydana getiren," boya,fırça,kağıt;kafakafaya verip bu resimleri meydana getirmiştir"demişler.

Bir kısım insanlar ise;harika resimlerin ve ikramların; "ancakakıllı,mahir, zengin bir ressam tarafından" yapılabileceğini,söyleyip; kendilerine ikramda bulunan,O ressamı içeriden, alkışlar ileçağırıp, kendisiyle tanışmış ve teşekkür etmişler.

İşte biz,bu kainatın ressamına; O,Musavvir"e;Allah diyoruz.

Ressamdan farkı, gerçek ve canlı resimler yaratmasıdır.

Resim,ressamın bir parçası olmadığı gibi; ressam da, resmin birparçası değildir.Yani mahlukat, Allah"ın bir parçası değil, eseridir.Resim ile ressam arasında da fırça vardır.

Yani vahdet-ül vücudu doğru anlamak gerektir.Gökyüzündeki bulutlaradikkatli baktığınız zaman, fırçanın nasıl ustaca kullanıldığını vetabloyu biranda nasıl değiştirdiğini hayret ileizleyebilirsiniz.Gözünüzü açınız ve aklınızı çalıştırınız.Allah"ıntasarrufunu ve kudret fırçasını, ibret ile gözleyiniz.

Bir esere bakıldığı zaman; eser sahibi unutulmamalı.Yani;Ne güzel birayna diyerek, dikkatli ve kem bakıp nazar ile aynanın kendisini veaynanın ustasının kalbini kırmamalı. "Maşaallah, bu aynanın ustasıgerçekten harika ve mahir birisi" diyerek, sanatkarını da sena vetakdir etmeli; inkar etmemeli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder