30 Haziran 2011 Perşembe

Artık yavaş yavaş hayatımızdan çıkan kavram : mehir hadisesi

Müslümanların batılı yaşam tarzını benimsemeleri ile beraber yavaş yavaş hayatımızdan çekilen ve unutulan dini vecibelerden birisi de mehir.


     Sual: Mehir nedir? Dinimizde mehrin önemi nedir?
      CEVAP
      Mehir, erkeğin evlenirken kıza vermesi gereken altın, mal veya bir menfaattir. Mehrin altın olması şart değildir. Herhangi bir mal [ev, apartman, bağ, araba, fabrika] veya bir menfaat de olabilir. Mehir olarak Kur’an-ı kerim öğretmeyi istemek de câizdir. 
      

Mehir iki kısımdır. Mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel. Her iki mehir, nikâhta bildirilmedi ise, Mehr-i misil verilmesi gerekir. Kadının baba tarafından akrabasına verilen kadar verir. 

      Mehr-i muaccel: Acele verilmesi gereken mehir demektir. Nikâh yapılınca, verilmesi vacip olur. Zifaftan veya halvetten önce verilir. Mehr-i muacceli geciktirmek câiz değildir. Hanım ayrılmaya sebep olan birşey yaparsa, mesela mürted olursa, hurmet-i musâhere’ye sebep olursa, mehr-i muaccel verilmez. Erkek boşarsa veya ayrılığa sebep olanı yaparsa, yarısı verilir.

      Mehr-i müeccel: Hemen verilmeyip daha sonra verilmesi gereken mehir demektir. Halvet olmuşsa veya ikisinden biri ölmüşse, mehr-i müeccelin verilmesi vacip olur. Hanımının istediği zamanda verilir. Eğer istemedi ise, ikisinden biri ölünce, verilmesi vaciptir. Hanım ölünce, kocası, hanımının vârislerine verir. Kocası ölünce, mirasından hanımına verilir. Mehrin başlık parası ile ilgisi yoktur. Başlık parası almak haramdır.

      Boşanma hâlinde mehir
      Boşanma hâlinde, zifaf veya halvet olmuşsa, müeccel mehrin tamamı, olmamışsa yarısı verilir. Bir ayet-i kerime meali: (El dokunmadan boşadığınız kadınlara, mehrin yarısını veriniz!) [Bekara 237]

      Nikâh kıyılırken mehir söylenip de, ne kadarı muaccel olduğu bildirilmedi ise, âdete ve hanımının emsaline göre, söylenilenin bir miktarı muaccel olur. Nikâh kıyılırken, mehr-i müeccelin belli bir tarihte ödenmesini şart etmek câizdir. Boşanma hâlinde, mehrin ödeme tarihi beklenir. Ödeme tarihi belli değilse, boşarken hemen ödenir.

      Boşadığı kadına mehrini ödememek kul hakkıdır. Ödemezse, ahirette azabı çok şiddetlidir.

    
İslâmiyette mehir parası, evlenmek için değildir. Evliliğin düzenli, mutlu olarak devam etmesi, kadının hak ve hürriyetlerinin korunması, din cahili huysuz erkeğin elinde oyuncak olmaması içindir. Mehir parasını vermek ve çocukların nafaka paralarını her ay ödemek korkusundan, erkek, hanımını boşayamaz. Bu korkunun olmadığı yerlerde, mahkemeler boşanma davaları ile dolup taşar. Bunun için, evlenecek kızın, İslâmın güzel ahlâkını ve kadına verdiği kıymeti bilen ve bunlara önem veren erkekten az miktarda, böyle olmıyandan ise, fazla miktarda mehir istemesi efdaldir.

      Mehir parası, kadın için bir sigorta sayılır. Erkeğin zor ödeyeceği veya hiç veremeyeceği bir mehir ile evlenen kadını, erkek boşayamaz. Boşarsa, maddî hayatı felce uğrar. Mehir vermek korkusu, erkeğin iyi geçinmesine de sebep olur. Şayet erkek, mehir parasını verir de, hanımından ayrılırsa, hanımın kimsesi de yoksa, bu mehir parası ile geçinme imkânı bulabilir. İmkânı olan erkeğin, saliha kız veya kadına çok mehir vermesi iyi olur. Habeş imparatoru Necaşî, Ümm-i Habibe [validemiz] ile Peygamber efendimizin nikâhlarını kıyınca, mehir olarak yaklaşık 2 kilo altın vermişti. Mehir biçilmeden yapılan nikâh da sahihtir. Fakat daha sonra mehr-i misil vermek gerekir. Mehrin çoğunun bir sınırı yoktur. Fakat en azı, 5 gram altındır. Bir kız veya kadın, nikâhı kıyılırken, (Benimki mehirsiz olsun) diyemez. Fakat mehir tesbit edildikten sonra, almadan da kocasına bağışlayabilir. Bağışlaması ise çok sevaptır.

      Mehir vermek vaciptir
      Mutlaka mehir vermelidir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile verin; kendi arzuları ile mehrin bir kısmını size hediye ederlerse, onu da afiyetle yersiniz.) [Nisa 4]

      Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
      (Mehir vermemek niyeti ile nikâhlanan, kıyamette hırsızlarla haşrolur.) 
      (Mehir olarak, demir bir yüzük olsa da verin!)
      (Mehir parası hayırlı maldır.)

      Salih biri ile evlenen kız, fazla mehir istememelidir. Hadis-i şerifte, (En iyi mehir kolay ödenendir. Mehirde kolaylık gösterin. Çok mehir istemek düşmanlığa sebeptir.) buyuruldu. Hz. Ömer buyurdu ki: (Çok mehir istemeyin. Eğer fazla mehir almak bir fazilet olsaydı, Resulullah bunu yapardı. Hâlbuki O, hiçbir hanımına 12 ukye’den [38 altından] fazla mehir vermedi, kızlarının mehri de bu kadardı.) Bir kadının mehri, bir çift ayakkabı idi. Peygamber efendimiz, bu kadının mehrinden memnun olup olmadığını sordu. Kadının memnun olduğu bildirilince, Peygamber efendimiz de sevindi. (Tirmizî)
      
      Sual: Zifaftan önce hanım, mehrini bana helal etti. Yarısını mı hediye etmiş oldu?
      CEVAP
      Tahsis etmedi ise, hepsini hediye etmiş demektir.
      
      Sual: Zevce, (Ben nafaka istemem. Sana helal ettim) dese, sahih olur mu? Nafakayı aldıktan sonra mı hediye etmek lazımdır? 
      CEVAP
      Sahih olur. Hayır.
      
      Sual: Dul kadınla evlenen mehr verir mi?
      CEVAP
      Evet.
      
      Sual:  Nikahta kadın (Mehr olarak beni hacca götür) dese caiz mi?
      CEVAP
      Caiz ise de, dememesi iyidir.
      
      Sual: Düğünden önce, kıza verilen bilezik, nikahta mehrden söz edilmemişse, mehr yerine geçer mi?
      CEVAP
      Evet.
      
      Sual: Erkek ölünce mehr-i müeccelini hanımına vermek lazım mı?
      CEVAP
      Evet.
      
      Sual: Düğünden önce, kıza verilen bilezik, nikâhta mehrden söz edilmemişse, mehr yerine geçer mi?
           CEVAP
      Evet.
      
      Sual: - Evlenirken anlaşılan mehir ne zaman verilmeli... yani uzun bir müddet sonra (bir hafta ya da ay sonra) verilebilir mi? 
      CEVAP
      Boşanınca veya ölünce verilir. Daha önce de verilse olur. 
    

      Sual:-Hanım, mehrini almadan kocasına hediye edebilir mi? 
      CEVAP
      Evet edebilir ve iyi olur.
     

      Sual:-Almıyorum dedikten sonra haram olsun demesi ile haram olur mu? 
      CEVAP
      Helal ettikten sonra artık onu diyemez, dese de geçersizdir.